Manken diyetini deneyin

Mankenlerin nasıl bu kadar ince kaldıklarına şaşırıyormusunuz. Bir de onların yaygın olarak kullandığı şu diyeti deneyin

Sık sık yeni bir diyet listesi incelemekten sıkıldıysanız, diyet menülerini hazırlamak zor geliyorsa bir de buna göz atın...
1. gün
Kahvaltı: Kurutulmuş meyve, yulaf lapası ve biraz süt.
Öğle yemeği: Mercimek çorbası, yulaflı kek, bol limonlu salata.
Akşam yemeği: Karışık sebzelerle yapılmış baharatlı, az yağlı ve tuzsuz yemek, yanına biraz pilav.
2. gün
Kahvaltı: Bol miktarda taze meyve ve salata.
Öğle yemeği: Haşlanmış sebze üzerine az yağ koyarak kendi seçeceğiniz sebzelerden bir yemek hazırlayın.
Akşam yemeği: Etsiz türlü, kırmızı mercimek - pirinç çorbası.
3. gün
Kahvaltı: Ballı yulaf lapası.
Öğle yemeği: Bu kez sebzeleri az yağda hafif kızartarak bir yemek hazırlayın. Yanında biraz yoğurt yiyebilirsiniz.
Akşam yemeği: Haşlanmış sebze ve fırında yağsız pişmiş patates. Bol miktarda istediğiniz meyveden yiyebilirsiniz.
4. gün
Kahvaltı: Yağsız kızarmış ekmek ve yanında bal.
Öğle yemeği: Mercimek ya da sebze çorbası.
Akşam yemeği: Kurutulduktan sonra kızarmış sebze ve üzerine soya sosu (yağsız başka bir tür sos da hazırlayabilirsiniz. )
5. gün
Kahvaltı: Büyük bir kase dilimlenmiş kavun ve üzerine pekmez.
Öğle yemeği: Haşlanmış mısır salatası ve yanında çorba.
Akşam yemeği: Yanında yoğurtlu dolma yiyebilirsiniz.
6. gün
Kahvaltı: Yalnız meyve.
Öğle yemeği: Domates soslu makarna.
Akşam yemeği: Pilav ve sebze kebabı.
7. gün
Kahvaltı: Ballı yulaf ezmesi ve süt.
Öğle yemeği: Sebze çorbası, salata, bir dilim kepekli ekmek ve mısır.
Akşam yemeği: Yağsız ve sossuz makarna. Üzerine çok az kızdırılmış yağ ekleyebilirsiniz

Kışın çorba için!

Bazal metabolizmanın değiştiği kış aylarında, vücut ısısının normale dönmesi için alınan yüksek enerjili gıdalar, aşırı kiloya neden oluyor. En iyisi çorba içmek!

Kış aylarında havaların soğuması, vücudun bazal metabolizması üzerinde olumsuz etki yapıyor. Soğuğa karşı ısısı değişmeye başlayan vücut, normal ısı düzeyine ulaşmak ve kendisini ayarlamak için, alınanın yanı sıra fazladan enerjiye ihtiyaç duyuyor.

Konya SSK Hastanesi Diyet Uzmanı Şirin Kayhan Eser, enerjiye ihtiyaç duyulması nedeniyle kişilerin yeme isteğinin arttığını ve enerji seviyesi yüksek olan karbonhidratlı yiyeceklere yöneldiğini söyledi.

Soğuk havalarda çok yemenin yanı sıra evden ya da çalışılan yerden dışarı fazla çıkılmadığını kaydeden Eser, bunun da hareketsizliğe neden olduğunu, yenilenlerin eritilmemesine ve kilo alınmasına yol açtığını bildirdi.

KIŞ MEVSİMİNDE EN AZ 5 KİLO
Bazal metabolizmanın değiştiği kış aylarında, vücut ısısının normale dönmesi için alınan yüksek enerjili gıdalar ve hareketsizlik nedeniyle çok sayıda kişinin kış dönemini en az 5 kilo fazlalığı ile kapattığını vurgulayan Eser, vücudun kilo alma alışkanlığı kazanması durumunda tehlikeli hastalıklara yakalanma riskinin artacağını ifade etti.

Aşırı kilonun tansiyon, şeker, damar tıkanıklığı ve kalp rahatsızlıkları gibi çok sayıda hastalığa yol açabileceğini, bu nedenle dikkatli olunması gerektiğini ifade eden Eser, kış aylarında kilo almanın önüne geçebilmek için tok tutucu özelliği olan çorbanın her öğünde tüketilmesini önerdi.

Eser, hamurlu ve yağlı yiyeceklerden uzak durulması gerektiğini de vurgulayarak, ''Akşamın geç saatlerinde yeme isteğine karşı iradeli davranılmalı, açlık, yiyecek yerine içeceklerle geçiştirilmelidir. Gün boyunca sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeli, hamur tatlılar yerine sütlü tatlılar tüketilmelidir'' diye konuştu.

Eser, obezlerin sağlıklı yaşam sürebilmesi için fazla kilolarından kurtulmalarına yönelik diyet programları uyguladıklarını belirterek, ''Kış aylarındaki programlarımızda genelde başarılı olamıyoruz. Normalde hareketsiz olan ve yeme isteklerinin önüne geçemeyen obezler kış aylarında vermesi gereken kilo kadar daha kilo alıyor. Bu yüzden diyet uzmanları kendileri açısından oldukça zor geçen kış aylarını pek sevmezler'' dedi.

İdeal kilo hesabında BKİ Yöntemi

İdeal kilonun hesaplanmasında türlü yöntemler var. Bunlardan biri de boyunuz ve kilonuzun ölçülerini kullanarak hesaplanan "Beden Kitle İndeksi" yani BKİ...

Marmara Üniversitesi (MÜ) Sağlık Eğitim Fakültesi Sağlık Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emel Alphan, zayıflık ve şişmanlığın enerji dengesizliği sorunları olduğunu belirterek, ''Beden kitle indeksinizi (BKİ) hesaplayarak ideal ağırlığınızı bulabilirsiniz'' dedi.
Prof. Dr. Alphan, vücuttaki çeşitli faaliyetlerin enerji harcanmasını gerektirdiğini anlatarak, hayatın sürdürülebilmesi için bu faaliyetler kadar enerjinin harcanmasının zorunlu olduğunu belirtti.

Hareketin artıp sıklaşmasıyla kişinin enerji harcamasının da arttığını ifade eden Prof. Dr. Alphan, şunları söyledi:

''Günün önemli bölümünü evde veya büroda oturarak geçiren kadınlara yaşlarına göre 1650-1850 kalori yeterliyken, ağır iş yapan kadınlar günde 2600-2850 kalori almak zorundadır. İnsanın enerji gereksinimi yaşam şekliyle yakından ilgilidir. Büyüme sırasında, bebek ve çocukların enerji gereksinimleri büyüklerden daha fazladır. İlk yaşta vücut ağırlığının kilogramı (kg) başına 100 kalori alınması gerekirken, 7-9 yaşında bu 69-78 kalori düzeyine düşer. Yetişkinlikte ise, hafif işler yapan bir kadının kg'ı başına harcaması gereken enerji düzeyi 30-33 kaloridir.''

ENERJİ DENGESİNİN ÖNEMİ...
Prof. Dr. Alphan, ''insanların zayıf veya şişman olmalarının nedeninin alınan ile harcanan enerji arasındaki dengesizlikten'' kaynaklandığını vurgulayarak, şu bilgileri verdi:

''Zayıflık ve şişmanlık enerji dengesizliği sorunlarıdır. İnsan harcadığı kadar enerji alırsa, vücut ağırlığını dengede tutar. Alınan enerji harcanan enerjiden çok olursa, fazladan tüketilen besin öğeleri yağa dönüşerek vücutta birikir ve şişmanlık oluşur. Alınan enerji harcanandan az olursa, vücutta biriken yağ harcanır ve zayıflık oluşur.

Enerji ihtiyacı, kişinin boyu, vücut ağırlığı, yaşı, cinsiyeti ve fiziksel aktivitesine göre hesaplanmalıdır. Şişmanlığın ölçülmesinde boy ve ağırlık ölçüleri kullanılarak çeşitli formüller geliştirilmiştir. Günümüzde en geçerli olan ölçüm beden kitle indeksidir (BKİ). BKİ; vücut ağırlığının (kg), boy uzunluğunun metre cinsinden karesine bölünmesiyle hesaplanır. BKİ'nizi hesaplayarak ideal ağırlığınızı bulabilirsiniz.''

Prof. Dr. Alphan, yaş ilerledikçe doğal olarak BKİ'de artış olabileceğini vurgulayarak, 19-24 yaşları arasında arzu edilen BKİ'nin 19-24 arasında bulunması gerekirken, 65 yaşın üzerinde 24-29 arasında tutulmasının uygun olduğunu söyledi.

Yaşlara göre uygun BKİ değerleri de şöyle:

Yaş BKİ
19-24 19-24
25-34 20-25
35-44 21-26
45-54 22-27
55-65 23-28
65+ 24-29



İdeal ağırlığı tespit etmek için BKİ formülünden yararlanılabileceğini kaydeden Prof. Dr. Emel Alphan, sözlerini şöyle tamamladı:

''İdeal ağırlık; kişinin yaşına göre ulaşması istenen BKİ değerinin, boy uzunluğunun metre cinsinden karesi ile çarpılmasıyla elde edilir. Bu formüle göre; 1.60 metre boyundaki bir kadının BKİ'sinin 24 olması isteniyorsa, bu kişinin ideal ağırlığı 24x(1.60)?= 61.4 kilogramdır.''

Kısa süreli diyetten kaçının

Çabuk kilo verdiren diyetler neden işe yaramıyor? Dikkat ettiniz mi kısa zamanda verdiğiniz kiloları yine kısa zamanda geri alıyorsunuz. Peki nedenini düşündünüz mü?

Vücut normal temposunda çalışırken birdenbire aşırı kilo verdiren 800 - 900 kalorilik bir programa geçtiğiniz zaman vücut bunu açlık tehlikesi olarak algılıyor ve beyin vücuda 'temponu düşür' diyor. Bu kez vücut çalışma hızını düşürüyor.
Azalan besin miktarını dengeli kullanmak istiyor. İsveç diyeti gibi rejimleri en fazla 10-15 gün uygulayabilirsiniz. Sonra normal yeme biçimine herkes geri dönüyor.
Çabuk kilo verdiren diyetlerde en büyük kilo kaybı ilk birkaç günde olur. Ancak kaybedilen genellikle yağ değil, sudur. Bu diyetler şişmanlığa ancak geçici çözümler sağlar.
Bu diyetten sonra tipik alışkanlıklarınıza, yağlı, tuzlu şekerli unlu yeme tipine geri döndüğünüzde vücudunuzun temposunu bilinçsiz bir diyetle yavaşlattığınız için artık yeni gelen yiyecekle metabolizmanız baş edemez. Eskisi gibi yeseniz de daha çok kilo almaya başlarsınız. Ayrıca bu diyetler kişide stres yaratır ve daha çok yemeye yöneltir. Kişinin ileride uygulayacağı diyet programlarında başarılı olması zorlaşır, sağlıklı diyetlere zor cevap verir. Özellikle ergenlik çağında kesinlikle yapılmamalı.

Tok tutan yiyecekler

Bazı besinler tok tutar, kolay acıktırmaz. Çünkü işin sırrı kan şekerinin dengede durmasında. Böylece gün içinde daha az yiyerek daha kolay kilo verebilirsiniz. Nedir bunlar?

'Kompleks karbonhidratlar' dediğimiz sebze, meyve, baklagiller, tahıllar, esmer ekmek, esmer pirinç, kepekli makarna gibi besinlerdir ve bunlara ağırlık verilmelidir. Bu yiyecekler kan şekerimizi dengede tutarak bizi acıktırmaz. Böylece gün boyunca yediğimiz miktar azalır.
Çabuk kilo verdiren besinler nelerdir?
Liften zengin yiyecekler; mercimek, fasulye, meyve, yulaf, tüm meyve ve sebzeler. Bunların içerdikleri lif, şeker molekülleriyle birleşip onların emilimini yavaşlatır. Böylece kan şekerini dengelemeye yardımcı olur. Zaten kilo vermede ve kilo korumada hedef, kan şekerini dengede tutmaktır.
Her gün bir elma
Kan şekeri dengesizliği, vücutta bir kısır döngüye yol açar. Kan şekerini çok çabuk yükselten besinler yediğinizde (örneğin şeker, bal, muz, karpuz, kavun gibi meyveler, kuru üzüm, işlenmiş buğday unu gibi) içlerindeki şeker, mide ve bağırsaklardan çok çabuk emilir ve kan şekerini bir anda yükseltir. Kan şekeri çabuk yükseldiği zaman beyin pankreasa, "Hemen insülin salgıla, kan şekerini düşür" emrini gönderir. Pankreas aşırı insülin üretir o da kan şekerini düşürür. Beyin bu kez de sizi tekrar yeme ihtiyacı içine sokar ve gereksiz yemeye başlarsınız. Örneğin yemek üzerine tatlı yendiğinde bu yaşanıyor; çabuk acıkıyorsunuz.
Hangi meyveler, ne kadar yenmeli?
Günde 5 porsiyon sebze ve meyve yemek, sadece kilo vermek için değil, sağlıklı bir yaşam ve pek çok rahatsızlığa karşı korunmak için de şart. Kilo verme programlarında öncelik verdiğimiz meyve elma. Her gün bir elma herkesin sloganı olmalı.

Çalışırken zayıflayın

Fazla kilolarınızdan yakınıyor, ancak bir türlü diyet yapamıyorsanız, "çalışma diyeti" tam size göre. Kolayca uygulayabileceğiniz bu diyetle, ayda 4 - 5 kilo verebilirsiniz!

Dyet uzmanı Aşkın Yüksel, günde yaklaşık 1350 kaloriden oluşan diyeti, çalışanların işyerinde ya da çevresinde rahatça bulabileceği besinlerle zorluk çekmeden uygulayabileceğini söyledi.
Limon ve sirke serbest
Diyet boyunca bağırsaklarında tembellik olanların salatalarında çok az bitkisel yağ veya 3 - 4 adet zeytin kullanabileceğini söyleyen Yüksel, sirke ve limonun her zaman serbest olduğunu vurguladı.


1. Gün
07.00 - 09.30: 1 bardak meyve suyu (şekersiz), 50 gram (2 ince dilim) kaşarla yapılmış tost
10.00 - 10.30: 100 gram elma (bir küçük boy)
12.00 - 13.00: Yarım porsiyon yağsız döner, 1 bardak ayran ve salata
16.00: 100 gram kayısı
19.00 - 20.30: 200 gram tavuk ızgara, 1 tabak salata


2. Gün
07.00 - 09.30: Şekersiz çay, 1 ince dilim salam, yeşil biber ve domates, 25 gram (bir ince dilim) kepek ekmeği
10.00 - 10.30: 100 gram şeftali (bir küçük boy)
12.00 - 13.00: Maksimum iki yumurtayla hazırlanmış menemen, 25 gram kepek ekmeği ve salatalık
16.00: 100 gram armut (kabuğu soyulmadan yenilecek)
19.00 - 20.30: 2 ince dilim bonfile, 2 yemek kaşığı yağsız pilav, garnitür olarak bezelye ve havuç, 1 tabak salata


3. Gün
07.00 - 09.30: Şekersiz çay, 1 kibrit kutusu (30 gram) beyaz peynir, 25 gram kepek ekmeği, domates ve salatalık
10.00 - 10.30: 200 gram karpuz (1 ince dilim)
12.00 - 13.00: 2 adet sosis ızgara, 1 tabak salata
16.00: 50 gram (yarım) muz
19.00 - 20.30: Izgara ya da haşlanmış balık, yeşil salata, 2 parça çikolata


4. Gün
07.00 - 09.30: 1 su bardağı süt, 50 gram muz, 25 gram kepekli bisküvi ya da galeta
10.00 - 10.30: Yarım simit
12.00 - 13.00: 5 adet ızgara köfte (150 gram), 25 gram kepek ekmeği ve salata
16.00: 1 dilim kavun (200 gram)
19.00 - 20.30: Yiyebildikleri kadar meyve salatası


5. Gün
07.00 - 09.30: Şekersiz limonlu ıhlamur, 50 gram kepek ekmeği, 30 gram (1 kibrit kutusu) kaşar peyniri, domates ve salatalık
10.00 - 10.30: Bir avuç maltaeriği
12.00 - 13.00: Ekmeksiz 2 adet hamburger köftesi, 3 - 4 adet kızarmış patates, salata, diyet içecekler ya da ayran
16.00: 1 su bardağı taze sıkılmış meyve ya da sebze suyu, 2 - 3 adet diyet bisküvi
19.00 - 20.30: 4 kalem pirzola, 2 yemek kaşığı bulgur pilavı, garnitür olarak iki yemek kaşığı bezelye ve havuç, salata


6. Gün
07.00 - 09.30: Şekersiz çay, 1 adet poğaça, domates, yeşil biber
10.00 - 10.30: Bir avuç üzüm
12.00 - 13.00: 400 gram yağsız yoğurt ve yanında iki havuç, 25 gram kepek kepek ekmeği, 200 gram meyve
16.00: 1 adet kivi
19.00 - 20.30: 2 ince dilim (200 gram) bonfile, salata


7. Gün
07.00 - 09.30: Şekersiz çay, 2 adet sosis ızgara, 25 gram kepek ekmeği, domates ve salatalık
10.00 - 10.30: Bir bardak limonata, 3 adet diyet bisküvi
12.00 - 13.00: 1 adet lahmacun, ayran ve bol salata
16.00: 2 top dondurma
19.00 - 20.30: 100 gram kuşbaşı dana etiyle birlikte yapılacak 200 gram taze fasulye, 2 yemek kaşığı makarna, salata ve 100 gram yoğurt

Yazın içmek kilo yapar

Yaz aylarında ter kaybı ve hareketsizlik yüzünden vücut dengesinin bozulmasıyla meşrubat, dondurma gibi kalorisi yüksek besinlerin aşırı tüketimi şişmanlığa neden oluyor.

Yazın aşırı sıcaklar, ter kaybı nedeniyle metabolizma yavaş çalıştığı için daha kolay kilo alındığını dile getiren uzman diyetisyenler, ince kalabilmek için şu önerilerde bulunuyor:

Kilo almamak için...

Meyveli dondurma tercih edin, günde 2 toptan fazla yenmeyin.

Patates kızartması, kola ve hamburger yerine, hamburger ve ayran alın.

Günde en az 3 litre su, 2 bardak ayran, 1 şişe soda için.

Bol sebze ve meyve tüketin.

Etten uzak durun, mutlaka yenecekse tavuk ya da balık ızgara olarak tüketin.

Meşrubat almayın ya da diyet olanları için.

Kızartmalara dokunmayın.

Pratik "zayıflayın"

Fazla kilolarından kurtulmak isteyenler bunu çok pratik yöntemlerle de başarabilirler. Aldığınız her lokmadan sonra kaşığınızı masaya geri koyun, yerken gazete okumayın

İnternet sayfaları, şişmanlık sorunu olan ve zayıflamak isteyenlere, ''Ağzınıza aldığınız her lokmadan sonra kaşığınızı elinizden masanın üzerine bırakınız. Yemek yerken gazete okumayın ve televizyon seyretmeyin'' gibi pratik önerilerde bulunuyor.
Şişmanlık sorunu olan ve zayıflamak isteyenler, artık internet sayfalarından yararlanabiliyor. Şişmanlığın, fiziksel olarak, ömrü kısaltığı, hipertansiyon, kroner kalp hastalığı, solunum güçlüğü, horlama, kabızlık, göğüs ve rahim kanseri riskini arttırdığı belirtiliyor.

Öneriler...
İnternet sayfalarında, kilolarından şikayetçi olan ve zayıflamak isteyenlere faydalı olabilecek pratik önlemler ve tavsiyeler ise şöyle sıralanıyor:
''Patates, pirinç ya da makarna ile sebze ve salata bir öğün esas yemeği olmalı. Et ya da balık çok az miktarda alınmalı. Besin maddeleri satın alınırken yağsız olanları seçilmeli ve yağsız hazırlanmalıdır. Kepekli ve bitkisel ürünler tercih edilmelidir. Enerjisi az olan içecekler tercih edilmelidir. Ağzınıza aldığınız her lokmadan sonra kaşığı elinizden masaya bırakınız. Özellikle yavaş yiyiniz ve içiniz. İyice çiğneyiniz, yiyeceklerin tadına varmaya çalışınız. Küçük porsiyon yemek, küçük bir tabakta daha fazla görünür. Yemek esnasında asla gazete okumayın ve televizyon seyretmeyin.
İştahınız olmadığı halde kesinlikle artan yemekleri yemeyiniz. Haftada sadece bir kere vücut ağırlığınızı kontrol ediniz. Sadece yemeklerden sonra ve tok karnına alışveriş yapınız.'' Her türlü sağlık sorunları ile ilgili bilgi ve önerilerin bulunduğu internet sayfaları şunlar:
'' www.doktorum.net, www.sana.com.tr, www.tıp-rehber.com.''

Her 4 kadından biri şişman

Araştırma Türk kadınları üzerinde yapıldı. Ve sonuç böyle çıktı. Belki hem üzücü hem de teselli edici bir yanı var. Peki ama kadınlarımız niye şişmanlıyor. Neyi eksik bırakıyor...

Ege šniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu tarafından yapılan "15 yaş üzeri kadınlarda şişmanlığın g"rülme sıklığı ve şişmanlık oluşumunu etkileyen etmenler" konulu bir araştırma, kadınların yüzde 27.3'ünün şişman olduğunu ortaya çıkardı.
Ege šniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Halk Sağlığı Hemşireliği Ana Bilim Dalı "ğretim üyesi Doç. Dr. Süheyla Altuğ ™zsoy, tarafından gerçekleştirilen araştırma, Bornova Ergene Mahallesi sağlık ocağına kayıtlı 15 yaş üzeri 420 kadın üzerinde gerçekleştirildi. ™zsoy, çalışma sonuçlarına g"re, kadınların yüzde 31.19'unun son bir yıl içinde kilo aldığını belirterek şu bilgileri verdi:
"Araştırmamıza katılan kadınların yüzde 27.38'i şişman çıkmıştır. Kadınların yüzde 57.62'sinin yakın akrabasında şişman birey vardır. B"yle bir akrabası bulanan deneklerin yüzde 32.23'ü şişmandır. Yüzde 13.81'i sürekli sigara içmekte, yüzde 18.33'ü de günde 1 - 9 adet sigara tüketmektedir. Ancak yüzde 9.29'u düzenli egzersiz yaparken, yüzde 6.43'ü haftada 3 gün, yüzde 3.57'si de haftada 15 dakika egzersiz yapmaktadır. Kadınların eğitim düzeyi yükseldikçe, düzenli egzersiz alışkanlıklarının arttığı g"rülmektedir."

Gözünüz belinizde olsun!

Bel bölgesindeki yağlanmanın çok tehlikeli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Vedat Sansoy, "Bel kalınlığının erkeklerde 102, kadınlarda ise 88 santimetreden fazla olması, kalp hastalığı riskini 1.5 kat artırıyor. Özellikle 40 yaşından sonra" diyor

ZAYIFLARKEN sağlığınızdan olmayın - 2
AYŞEGÜL AYDOĞAN

Kilolar arttıkça, vücuttaki yağlanma bölgeleri de değişiyor. Kalça, bel, basenler yavaş yavaş genişliyor. Ancak kaç kilo alındığından ya da kaç kilo fazlanız olduğundan çok, yağın nerede ve ne kadar biriktiği artık daha önemli.
Günümüzde obezite ve kalp hastalıkları riski denince, kabul edilen parametrelerin başında bel çevresi ölçümü geliyor. Konuyla ilgili sorularımızı Haseki Hastanesi Kardiyoloji Enstitüsü'nden Prof. Dr. Vedat Sansoy yanıtladı.

5 risk faktörü arasında
Elma ve armut tipi şişmanlık nedir?
Yağın bedenin alt bölümlerinde, basen ve kalçada toplanmasına jinoid yani armut tipi şişmanlık, yağın bel çevresinde toplanmasına ise android yani elma tipi şişmanlık diyoruz. Özellikle elma tipi şişmanların kesinlikle zayıflamasını öneriyoruz.

Bel çevresi son yıllarda neden önem kazandı?
Bel çevresi, kalp hastalıkları riskini belirleyen metabolik sendrom dediğimiz 5 risk faktöründen biri. Kolesterol, sigara gibi bilinen kalp hastalıkları nedenleri, bugün kabul edilen riskler arasında yer almıyor.

Nedir bu riskler?
Bel çevresinin erkeklerde 102, kadınlarda 88 santimetreden yüksek olması, HDL kolesterolün 40'ın altında olması, trigliserid değerinin 150'nin üzerinde olması, kan basıncının 140 - 90'ın üzerinde olması ve açlık kan şekerinin 110'un üzerinde olması. Tüm bunlar kalp hastalığı riskini artırıyor.

Kolesterol de artıyor
Beldeki yağlanma neden kalp hastalıkları riskini belirliyor?
Bel çevresindeki yağ, iç organları tutuyor. Riskli olan bu. Bel çevresi bu değerlerin üstünde çıkan kişilerde kalp ve damar hastalıkları riski 1.5 kat artıyor. Bel çevresi yüksek saptananlarda tansiyon ve kolesterol değerleri de daha yüksek.

Kimler bel çevresini ölçmeli?
Aslında herkes ölçmeli diyoruz ama özellikle 40 yaşın üstündeki kişiler mutlaka bel ölçüsünü bilmeli.

Kolesterol önemini yitirdi mi?
Önemini yitirmedi ama şöyle bir durum olabilir. Kişinin kolesterolü normal çıkabilir. Buna karşılık bel çevresinde yağlanma oranı fazladır, dolayısıyla bu kişi risk grubundadır.

Türklerin bel çevresi ne durumda?
Türk Erişkinlerinde Kalp Hastalığı ve Risk Faktörleri Sıklığı Taraması Çalışması'na göre Türkiye'de özellikle kadınların beli giderek kalınlaşıyor.

AÇ KALMADAN AYDA 10 KİLO VERİN!

KAHVALTI

Çay, kahve vs. (Şekersiz)
2 kibrit kutusu peynir (60 gram)
Salata
1 ince dilim ekmek (30 gram)
ÖĞLE

3 köfte kadar et, tavuk, balık (90 gram = 1 porsiyon)
Salata
1 ince dilim ekmek
Veya
1 kâse çorba
Salata
1 ince dilim ekmek
Veya
1 adet kaşarlı yağsız tost ve çay - kahve (şekersiz)
SAAT 17.00'DE


2 porsiyon meyve
veya 2 adet galeta

AKŞAM


5 - 6 yemek kaşığı sebze yemeği
Salata
1 ince dilim ekmek
Gece boyunca 2 porsiyon meyve

NOT: Bu diyetin birinci haftasında günde yarım su bardağı yoğurt istenildiği zaman yenebilir. Ayran, cacık olarak da kullanılabilir. İkinci haftada yoğurt kullanılmaz. Diyeti uygulayan erkekler günlük porsiyon miktarlarını 1/2 oranı kadar artırabilirler.

Türk kadınları obezite sınırında

Türkiye'de özellikle kadınların, Avrupa'daki hemcinslerine oranla daha şişman olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sansoy, şunları söyledi: "Beden Kitle Endeksi değerlerine göre Avrupa'daki erkeklerde yüzde 14-15 olarak saptanan obezite değerleri, Türk erkeklerinde de aynı. Ancak kadınlarda, Batı ve Kuzey Avrupa kadınlarının yüzde 13- 14'ü Güney ve Doğu Avrupa kadınlarının yüzde 25-30'u obezken, bu oran Türk kadınında yüzde 47."

Sadece yüzde 5 kilo kaybıyla...


Kiloyla ilişkili hastalık riskini,
Kan basıncını,
Kan şekerini,
Kandaki kolesterol ve trigliseridleri,
Ve erken ölüm riskini azaltmış olursunuz.

>Belinizi düzenli olarak ölçün
BEL ÖLÇÜSÜ ERKEK (cm) KADIN (cm)
Normal 94'ten küçük 80'den küçük
Risk düzeyi orta 95 - 102 80 - 88
Risk düzeyi yüksek 102'den büyük 88'den büyük



Sişmanlık riskini en iyi ortaya koyan Beden Kitle İndeksi (BKİ), kilogram olarak vücut ağırlığının, boyun metre cinsinden karesine bölünerek hesaplanıyor. Örneğin 70 kg. ağırlığında, boyu 1.60 cm. olan birinin BKİ'si şöyle hesaplanır: 70 / (1.60 x 1.60) = 27.34 kg/m2'dir.


Zayıf 18.5 kg/m2'den küçük
Normal (Sağlıklı) 18.5 - 24.9 kg/m2
Fazla kilolu 25.0 - 29.9 kg/m2
Obez 30 - 39.9 kg/m2
Morbid obez 40 kg/m2'den büyük



Sofrada nelere dikkat etmeli?



Kızartmalardan uzak durun.
Ekmeğe tereyağı sürmeyin.
Sosları yemeğinizden ayrı olarak isteyin.
Yağsız sebzeleri tercih edin.
Kremalı soslu yiyecekleri seçmeyin.
Bol su için.
Tatlı yerine, sık yemediğiniz bir meyveyi deneyin.
Bir öğünde fazla yerseniz, bir sonraki öğünü sadece peynir ve salata ya da yoğurt ve salata ile geçiştirin.

(Roche Diyet ve Aktivite Önerileri broşüründen yararlanılmıştır.)

SAĞLIKLI YAŞAMIN SIRRI BU PİRAMİTTE

ŞEKER
Orta seçim: Pekmez, bal, reçel, marmelat, sebze ve meyveli tatlılar.
Sakınılması gereken: Çikolatalı ve tereyağı eklenmiş ağır tatlılar.

YAĞ:
En iyi seçim: Bitkisel sıvı yağlar (zeytinyağı, soya, mısırözü, ayçiçeği), zeytin. İyi seçim: Omega 3 / Omega 6 içeren margarin, fındık fıstık, ceviz.
Orta seçim: Fıstık ezmesi, soya sosu, mayonez.
Sakınılması gereken: Tereyağı, içyağ, sadeyağ, katı margarin, şekerli fındık, fıstık ezmeleri.
(1 porsiyonda olması gereken miktar: 5 adet zeytin, 1 tatlı kaşığı sıvıyağ, 1 tatlı kaşığı Omega 3 / Omega 6 içeren margarin, 5 - 6 fındık, 3 ceviz.)

SÜT - YOĞURT:
İyi seçim: Yağı alınmış veya azaltılmış süt, yoğurt, çökelek, lor, yağsız veya az yağlı sütten yapılan dondurma ve sütlü tatlılar.
Sakınılması gereken: Tam yağlı süt, yoğurt, yağlı peynirler, kremadan yapılan dondurma.
(Günde 2 - 3 porsiyon. 1 porsiyon miktarı; 1 su bardağı süt, 1 su bardağı yoğurt.)

ET - ET ÜRÜNLERİ:
En iyi seçim: Balık, tavuk, hindinin derisiz beyaz eti. İyi seçim: Tavuk ve hindinin derisiz siyah eti, yağsız kuzu eti. Sakınılması gereken: Sakatatlar, yağlı et, kızartılmış etler, tavuk derisi. (Günde 2-3 porsiyon. Porsiyon miktarı 30 gram tavuk, balık, dana, hindi eti, 30 gr. peynir.)

SEBZELER:
En iyi seçim: Yeşillikler, lahana, pırasa, karnabahar, domates.
İyi seçim: Tüm taze sebzeler.
(Günde 3 - 5 porsiyon. 1 porsiyon miktarı; 4 çorba kaşığı pişmiş sebze, 1 orta boy havuç, 4 çorba kaşığı bezelye.)

MEYVELER:
En iyi seçim: Portakal, mandalina.
İyi seçim: Avokado dışında tüm meyveler.
(Günde 3 - 4 porsiyon. 1 porsiyon miktarı; 1 küçük boy elma, 1 küçük boy armut, 1 orta boy şeftali, 1 orta boy portakal, 3 - 4 adet kayısı veya erik.)

TAHILLAR, KURUBAKLAGİLLER
İyi seçim: Kepekli ekmek, buğday unu ekmeği, çavdar ekmeği, yulaf ekmeği, bulgur pilavı, zeytinyağlı kuru baklagil, bulgur sebze karışımı yemekler. Orta seçim: Sıvıyağla pişmiş pirinç pilavı, makarna, mantı, beyaz ekmek, yağsız kraker. Sakınılması gereken: Yağ ve şeker içeren her türlü unlu ürünler, bisküvi, krakerler. (Günde 6 - 11 porsiyon. 1 porsiyon miktarı; 1 ince dilim kepekli ekmek, 1 kepçe çorba, 2 çorba kaşığı bulgur pilavı, 2 çorba kaşığı pirinç pilavı, 2 çorba kaşığı makarna, 4 çorba kaşığı kurubaklagil, 1/2 haşlanmış mısır, 1 küçük patates, 1 çay bardağı leblebi.)
(Türkiye Diyetisyenler Derneği'nin broşüründen alınmıştır.)

Aç dolaşırken de kilo alabilirsiniz!

Türk Kalp Vakfı Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Özbay, "Birkaç kilo vermek uğruna yetersiz ya da dengesiz beslenenler kilo alır, vücutları yağlanır" diyor

ZAYIFLARKEN sağlığınızdan olmayın - 1
AYŞEGÜL AYDOĞAN

Günümüzde her 100 kişiden 30'u kilo vermekle uğraşıyor. Zayıflama çabaları, kimi zaman ilaçlar, kimi zaman da diyet reçeteleri nedeniyle öldürücü boyutlara ulaşabiliyor. Öyle ki uzmanların 200 diyetten "sadece 20'si sağlıklı" dediği diyet reçeteleri kadar, piyasada dolaşan ilaçlar da ölüm saçıyor. Fazla kilolar, her ne kadar estetik yönden rahatsız etse de asıl sağlık açısından büyük bir sorun. Tıpta "obezite" olarak adlandırılan şişmanlık, son birkaç yıldır hastalık olarak kabul ediliyor.
Dizi yazımızda kilolarınızdan kurtulmak için sağlıklı diyet örnekleri ve önerilerini birlikte bulacaksınız.

7 besin grubu da olmalı
Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlıklı zayıflamanın ilk kuralı olduğunu söyleyen Türk Kalp Vakfı Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Sumru Özbay, konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı:

Yeterli ve dengeli beslenmenin formülü nedir?
Yedi tür besin grubunu içeren beslenme, dengeli beslenmedir. Bu besin gruplarını süt ve yoğurt grubu, peynir ve yumurta grubu, et, tavuk, balık grubu, sebzeler ve meyveler, kurubaklagiller, ekmekler ve yağlar olarak ayırıyoruz. Bu yedi tip besinin, vücudun ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri karşılaması için her öğünde mutlaka tüketilmesi gerekli.

Peki yetersiz ve dengesiz beslenmenin sonucu...
Kilo almaya başlama ve yağlanma.

Vücutta daha çok hangi bölgeler yağlanmaya elverişli?
Erkek göbeklenir çünkü...
Kadın ve erkek vücudunda yağlanma bölgeleri bellidir. Genelde sırtta, belde, basende, omuz ve göğüs çevresinde, kalçada, karında yağlanmalar görülmekte. Sıklıkla bu bölgeleri üç kısma ayırabiliriz. Birincisi koltuk altından göğüslere doğru olan kısım, ikincisi karın, üçüncü kısım ise basen ve kalçalar. Baldır ve üst bacak kısmı, bir diğer bölgeyi oluşturur. Bunun dışında özellikle erkeklerde görülen, alkole bağlı şişmanlıklarda mide genişlemesi, mide üzerindeki yağ birikiminin de çok fazla olduğunu görüyoruz.

adın ve erkek arasında ne fark var?
Erkeklerde daha çok bira türü mayalı içkilerden kaynaklanan göbek yağlanması meydana geliyor. Bu nadiren kadınlarda da görülebilir. Kadınlarda ise kalça, baldır ve karın bölgesinde şişmanlık oluyor.

Günde 1 saat yürüyün
Formda kalmak için en etkili spor hangisi?
Kesinlikle yürüyüş. Günde bir saat kadar yürüyüş yapılmalı. Düz yol yürüyüşü baldır bacak yağlanmaları ve selülitlerden kurtulmak için birebir. Yürüyüş 1.5 - 2 ayda etkisini gösterir. Kişi aynı miktarda yemek yiyerek, fakat yürüyüş yaparak yılda 10 kilo verebilir. Ama bırakmamak şartıyla... Bırakıldığında vücutta adeta balon gibi kilo almalar görülür. Kişi diyetle 5 - 6 kilo vererek bir beden küçülürken, yürüyüş yaparak iki beden küçülebilir.

Hangi besin kaç kalori?

Kalorisi en yüksek olan besin grubu yağlar. Bir gram yağ 9.3 kalori, bir gram karbonhidrat 4.3 kalori, bir gram protein ise 4.1 kalori...
PROTEİNLER: Proteinlerin kilo yapmada etkileri azdır. Günlük protein ihtiyacı 25 - 30 gramdır. Bir porsiyon et (6 köfte, 8 - 10 istavrit veya tekir, 3 - 4 dilim palamut veya kalkan balığı), kahvaltıda alınacak bir kibrit kutusu peynir veya bir yumurta, gün içinde bir su bardağı süt veya yoğurt, günlük 25 - 30 gram olan protein ihtiyacını karşılar. Kaslarda oksijenlenmeyi arttırarak, dinçlik ve zindelik verdiği için haftalık 14 öğün yemeğin en az 3 - 4 öğününün kırmızı etten oluşması çok faydalıdır.

Meyvedeki şeker önemli
KARBONHİDRATLAR: Bu besinlerden alınan kalori, enerji olarak mutlaka harcanmalı. Günlük aktiviteler karbonhidratlı gıdalardan karşılanmalı. Vücudun direkt şeker ihtiyacını karşılaması açısından meyvelerdeki meyve şekeri fruktozun önemli yeri var.
YAĞLAR: Her türlü yiyecekle çok kolay alınır. Doku ve organlar üzerinde birikir, damar sertliğine, kasık fıtığına, yüksek tansiyona yol açar. Süt yoğurt grubunda, et, tavuk, balıkta bulunur, yemeklere konulan yağlarla vücuda alınır.

Tatile çıkmadan bu diyeti yapın
3 hafta içinde 5 kilo verin

KAHVALTI

Çay (şekersiz)
1 kibrit kutusu peynir (30 gram)
1 tatlı kaşığı bal veya reçel
Salata
2 ince dilim ekmek (60 gram)
ÖĞLE

5 köfte kadar et, tavuk ya da balık (150 gram = 1.5 porsiyon)
Salata
1 ince dilim ekmek

VEYA


5 - 6 yemek kaşığı sebze yemeği (etli veya etsiz, susuz)
Yarım su bardağı yoğurt (125 gram)
Salata
2 ince dilim ekmek

SAAT 15.00'TE


1 porsiyon meyve (12 kiraz, 3 kayısı, bir orta boy karpuzun ya da kavunun sekizde biri, 1 elma, yarım muz, 10 yeşil erik, 6 tane yeni dünya, 1 incir, 1 orta boy armut'tan biri)

DİKKAT!

Erkekler bu diyeti uygularken günlük porsiyon miktarlarını 1/2 kadar artırmalıdır.
Salatalarda domates, salatalık, maydanoz, marul, havuç, turp, kıvırcık, roka, semizotu istenildiği miktarda kullanılabilir.

10 altın kural



1 Yemek yaparken ölçülerinizi küçültün. Daha az miktarda yemek yapın.
2 Alışverişe gitmeden önce bir liste hazırlayıp listeye sadık kalın.
3 Kendi siparişiniz olmayan yemekten yemeyin.
4 Yemeğinizi bitirir bitirmez sofradan kalkın.
5 Artan yemekleri içi görünmeyen kaplarda saklayın.
6 Yemeğinize konsantre olun, yemek yerken televizyon seyretmeyin, kitap gazete okumayın.
7 Şişmanlatıcı gıdaları kesinlikle evde bulundurmayın.
8 Tatlıya başlamadan önce biraz bekleyin ve hâlâ gerçekten aç olup olmadığınıza karar verin.
9 Her öğünde bol miktarda su için. (Günde en az 1.5 litre)
10 Bir şeyler atıştırmak istediğinizde sizi oyalayacak uğraşılar bulun.

Nasıl daha az yersiniz?



Küçük porsiyonları tercih edin.
Küçük bir tabak kullanın.
Daha yavaş yemek yiyin.
Tam olarak doyduğunuzda değil, açlığınız geçtiğinde yemeği bırakın.
Yemeğin servis tabağını masaya koymayın.
Yemek için küçük, salata için büyük tabak kullanın.
Yemeğe başlamadan önce 2 bardak su için.

Verdiğiniz her kilo 8000 kaloriye eşit



1 kilogram = 8000 kaloridir. 1 kilo verebilmek için yemeklerle aldığınızın dışında 8 bin kalori daha yakmanız gerekmektedir. Buna göre, günlük kalori ihtiyacınızı karşılamak için yemeklerle aldığınız enerjiyi 600 kalori azaltırsanız, haftada yarım kilo ve 6 ayda yaklaşık 13 kilo verirsiniz.
Kilo kaybı haftada 1 kiloyu geçmemelidir. Önerilen, haftada 0.5 - 1 kilo vermektir. Yavaş ve istikrarlı kilo kaybı daha sağlıklıdır.

*** ACİL KİLO VERMEK İSTEYENLERE ***

Kısa sürede oldukça kilo verdiren diyet bir süredir kadınların elinde mucizevi bir iksir gibi dolaşmakta. Kimi diyetisyenler bu diyetin çok kısa sürede kilo verdirmesini sakıncalı bulsa da Amerikan Kalp Vakfı acilen kilo vermeleri gereken kalp hastalarına bu diyeti öneriyor.

Ancak 35 yaş üstü kişilerin ve sağlık problemi olanların Amerikan Kalp Vakfı'nın diyeti yapmamaları gerektiği baştan belirtiliyor. 3 günde tam 4.5 kilo verebileceğiniz bu diyeti üçüncü günün sonuda bırakmalı ve tekrar etmek istiyorsanız en az bir hafta ara vermelisiniz.

1. Gün
Kahvaltı
Yarım greyfurt
1 dilim tost ekmeği
2 çorba kaşığı fıstık ezmesi
Şekersiz çay / kahve

Öğle
Yarım porsiyon ton balığı
1 dilim tost ekmeği
Şekersiz kahve/çay/soda

Akşam
2 dilim et
1 tabak yeşil fasülye
1 küçük elma
1 tabak vanilyalı dondurma (3 top)

2. Gün
Kahvaltı
1 yumurta
Yarım muz
1 dilim tost ekmeği
Şekersiz çay/kahve

Öğle

1 tabak lor peyniri
3 tuzlu kraker

Akşam
2 sosis
1 tabak brokoli veya karnıbahar
Yarım tabak havuç
Yarım muz
Yarım tabak vanilyalı dondurma (2 top)

3. Gün
Kahvaltı
5 tuzlu kraker
1 dilim cheddar peynir
1 küçük elma
Şekersiz kahve/çay

Öğle
1 katı yumurta
1 dilim tost ekmeği

Akşam
1 tabak ton balığı
1 tabak karnıbahar
Yarım kavun
Yarım tabak vanilyalı dondurma (2 top)

Bilinçsiz diyet verem yapıyor!

Son yıllarda verem hastalığında bir artış gözleniyor. Vereme yakalananlar arasında kilo vermek için diyet yapanların sayısı hiç küçümsenemeyecek kadar çok...

İzmir Veremle Savaş Derneği Genel Koordinat"rü Kudret Güzeloğlu, bilinçsiz diyet yapanların, vücut dirençleri düştüğü için vereme yakalanabildiklerini s"yledi.
Güzeloğlu, veremin geçmiş yıllarda fakir hastalığı olarak bilindiğini, 1940'lı yıllarda her 100 bin kişiden 258'sinin bu hastalıktan "ldüğünü, 1000 kişiden 60'ının ise vereme yakalandığını anlattı.
''Günümüzde verem hastalığı zengin, fakir dinlemiyor, sosyal seviyeye bakmıyor'' diyen Kudret Güzeloğlu, İzmir'de işadamı düzeyinde, belli bir mesleği olan ve ekonomik sorunları olmayan çok sayıda kayıtlı verem hastası bulunduğunu bildirdi. Güzeloğlu, "zellikle ekonomik durumu iyi olan ve kilo alma korkusuyla diyet yapan kişilerin, vücut direncinin düşmesi sonucu bu hastalığa yakalanabildiğine işaret etti.
Türkiye'de her yıl 40 bin, İzmir'de bin 230 kayıtlı veremli hasta sayısı tespit edildiğini belirten Kudret Güzeloğlu, bu arada "zel doktora gittiği için dispanser kayıtlarında bulunmayan çok sayıda verem hastası bulunduğunu da bildirdi.
Kudret Güzeloğlu, 15 günden fazla uzun süren "ksürük, kilo kaybı, iştahsızlık, gece terlemeleri gibi "n belirtiler g"rüldüğünde, Verem Savaş Dispanserlerine başvurulmasını istedi.

İşte, 'en hakiki' beslenme piramidi

Amerikan Tarım Bakanlığı'nın efsanevi 'beslenme piramidi'ne rağmen ülke insanları hızla obezleşince, Harvard Üniversitesi yeni bir piramit hazırladı...




Halkın sağlıklı beslenmesini teşvik etmek için Amerikan Tarım Bakanlığı (USDA) tarafından ilk defa 1992 yılında hazırlanan meşhur "beslenme piramidi" şemasının hatalı olduğu ortaya çıktı. Son zamanlarda Amerikalıların aşırı kilo alma ve yüksek kolesterol gibi sorunlarla karşı karşıya kalmaları üzerine şemanın tekrar çizilmesi gündeme gelmişti. USDA'nın henüz ikinci bir çalışma yapmamış olması üzerine harekete geçen Harvard Üniversitesi profesörlerinden Dr. Willett ve ekibi, "Sağlıklı Beslenme Piramidi" adını verdikleri yeni şemayı halka sundu.
'Ye, iç ve sağlıklı ol'
Newsweek'in son sayısında yer alan 'Sağlıklı Beslenme Piramidi', ilk bakışta USDA'nın piramidine göre daha ayrıntılı olmasıyla dikkati çekiyor.
Beyaz pirinç ve patates gibi önceden zararsız olarak görülen besinleri 'çok az kullanın' kategorisine yerleştiren yeni şema, kalorisi bol bitkisel yağları ise şiddetle öneriyor. Piramidin çabuk kilo verme değil, uzun süreli sağlıklı beslenme için düzenlendiğinin altını çizen Dr. Willett, mesajının sadece "Ye, iç ve sağlıklı ol" olduğunu belirtti.
Hâlâ eksikleri var
Yeni hazırlanan piramidin daha giderilecek eksikleri olmasına rağmen, Amerikan Tarım Bakanlığı'nın 1992 tarihli şemasına göre çok daha başarılı ve etkili olduğu ifade edildi. Willett ve ekibinin binlerce kişi üzerinde yaptığı üç çalışmaya göre, 'Sağlıklı Beslenme Piramidi'nin öngördüğü şekilde beslenenler, USDA piramidini kullananlara göre daha az kalp sorunu yaşıyor ve genel olarak daha sağlıklı oluyor.
Hangi sporla 1 saatte ne kadar kalori yakılır?
Oturma 80 kalori
Voleybol 215 kalori
Ağırlık 215 kalori
Golf 250 kalori
Çimen kesme 325 kalori
Yürüyüş 325 kalori
Kanoya binme 360 kalori
Dans etme 395 kalori
Su kayağı 430 kalori
Trekking 430 kalori
Aerobik 505 kalori
Raketbol 505 kalori
Tenis 505 kalori
Paten 505 kalori
Kayak 575 kalori
Hokey 575 kalori
Dövüş sporları 720 kalori
Bisiklet 720 kalori
Koşma 720 kalori
Yüzme 790 kalori

Yağsız yoğurt ye, göbeğin erisin!

Yağsız yoğurt tüketen insanlarda vücuttaki yağların yüzde 61, göbek bölgesindeki yağlarınsa yüzde 81 oranında azaldığı saptandı

Kilo sorunu bulunanlara sütlü besinlerden uzak durmalarını salık verdiklerini belirten uzmanlar, yeni araştırmaların, yağsız yoğurdu bu kısıtlamanın dışında bıraktığını açıkladı.

Tennesee Üniversitesi'nde, diyet uygulayan 34 denek üzerinde 12 hafta süren araştırmada, yağsız yoğurt tüketen ve kilo sorunu bulunan deneklerin, düşük kalsiyum diyeti uygulayan deneklere göre, yüzde 22 daha fazla kilo verdiği gözlendi. Bu deneklerde, vücuttaki yağların yüzde 61, göbek bölgesindeki yağlarınsa yüzde 81 oranında azaldığı belirlendi.

Yağsız yoğurt diyeti uygulanan deneklere, günde üç kez bin 100 miligram kalsiyum içeren yoğurt verildi. Diğer diyet grubunaysa 500 miligram kalsiyum içeren farklı bir diyet uygulandı.

Tüm denekler, günlük normal kalori alımından 500 kalori daha az tüketti.

Yağsız yoğurt diyeti uygulanan deneklerde, kaslardaki yağların azaldığı belirlendi. Kasların kalori yakılmasında önemli rol oynadığına değinen uzmanlar, bazı diyet programlarında kilo vermek isteyenlerde kas kaybının da meydana gelebildiğini belirtiyor. Yağsız yoğurt diyetinde, vücuttaki kasların da dengelenebildiği saptandı.

GÖBEKTEKİ YAĞLAR KALP, ŞEKER, İNME VE KANSER NEDENİ
Göbekteki yağların genellikle erkeklerde çeşitli hastalıkların risk faktörü olduğu, yağsız yoğurt diyetinin göbekteki yağların yüzde 81'ini eriterek, hastalık risklerini de elimine edebildiği gözlendi.

Göbekteki yağların, kalp, şeker ve inme riskini körüklediği, bazı kanser risklerini yükselttiği biliniyor.

Düşük kalsiyum diyeti uygulayanlara göre, yağsız yoğurt diyeti uygulayanlarda bel kısmının, iki buçuk santim incelebildiği kaydedildi.

Yeterli oranda kalsiyum tüketmenin, vücuttaki yağların çözülmesini sağladığı, vücutta yeni yağ birikmesini önleyebildiği belirlendi.

Yağsız yoğurt temelli kalsiyum diyeti uygulayanlarda kemik yoğunluğu da normal seyrini koruyabiliyor.

Günde üç kez her seferinde 180 gram yağsız yoğurt tüketenlerin, üç servis yağsız yoğurttan sadece 300 kalori aldığı biliniyor.

Kalsiyum al, kilo alma!

Yeterince kalsiyum alan genç kızların, kalsiyum almayan genç kızlara oranla daha az kilo aldıkları ve vücutlarında daha az yağ biriktiği saptandı.

Hawaii Üniversitesi'nde 9-14 yaş arasında 321 denek üzerinde yapılan araştırmada, fazla kalori alan, yeterince kalsiyum almayan ve egzersiz yapmayan genç kızların kilolu ve vücutlarındaki yağ oranının fazla olduğu belirlendi.

Aynı özelliğe ve yaşam biçimine sahip, aynı kaloriyi tüketen, ancak kalsiyum içeren besinler alan deneklerin ise daha az kilolu oldukları, vücutlarındaki yağ oranının da daha düşük olduğu gözlendi.

Günde 300 miligram kalsiyum alan deneklerde, deri altı yağlarının 0.9 mm azaldığı, bu deneklerin aynı özelliğe sahip olan ve kalsiyum almayan deneklerden 2 kilo daha az aldıkları kaydedildi.

Uzmanlar, günde bir bardak süt veya kibrit kutusu büyüklüğünde peynir tüketerek, 200 miligram kalsiyum alınabileceğini belirtiyor.

Başka bir araştırmada, 30-60 yaş arasındaki kadınlar ile okul öncesi çağındaki çocuklarda kalsiyum alımının, vücuttaki yağ ve fazla kilolar üzerinde etkili olduğu belirlendi.

Araştırma raporu, Experimental Biology 2003 genel kurulunda açıklandı.

Doğal zayıflama ilacı: Mantar

İçeriğinde yağ oranı yok denecek kadar düşük olan ve kolesterol bulunmayan mantar, sağlıklı bir diyet listesinin ilk sırasında yer almalı...

Doğada, karbon, oksijen, azot ve fosfor gibi organik maddelerin bileşenlerine ayrılmasında önemli bir rol oynayan mantarlar, insanlar için de önemli bir gıda maddesi özelliği taşıyor.

Rüzgarla bile taşınabilen sporlar yardımı ile uygun yetişme ortamının bulunduğu alanlarda kolaylıkla yetişebilen mantarlar, değişik lezzetiyle birçok kişinin vazgeçemediği damak tatları arasında yer alıyor.

Selçuk Üniversitesi Mantarcılık Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Celalettin Öztürk, mantar içinde yoğun olarak bulunan A, C, D vitaminleri ve zengin minerallerin, sağlıklı beslenmede önemli bir yeri olduğunu kaydetti.

Öztürk, hafif lifli yapısıyla midede hazmı ve bağırsaklar tarafından emilmesi kolay olan mantarların önemli bir besin kaynağı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

''Ülkemizde yetişen pek çok mantar türünde, enerji kaynağı olan karbonhidrat miktarı oldukça yüksektir. İçeriğinde yağ oranı yok denecek kadar düşük olan ve kesinlikle kolesterol içermeyen mantarlar, sağlıklı bir diyet listesinin ilk sırasında yer almalıdır. Çünkü, zayıflama, şeker ve yağ gibi bazı maddelerin alınması yasak olan diyet programlarında ortak özellik, besin değeri yüksek, ancak kolesterol oranı düşük gıda maddeleri tüketmektir. Mantar ise bu özellikleriyle hemen her çeşit diyete son derece uygun bir besin maddesidir.''

''DİYET İÇİN DOKTOR KONTROLÜ...''
Birçok diyet gıdasının, lezzetli olmayan ve yenmesinden keyif alınmayan suni üretilmiş yiyecekler olduğunu belirten Öztürk, ''Diyet yapmak için pahalı ürünler kullanmak yerine daha ucuz olan ve doğadan rahatlıkla toplanabilecek mantarlar kullanılabilir. Ancak toplanacak mantar çeşidi ve diyetin ne amaçla yapıldığı çok önemlidir. Bunun için mantar ağırlıklı yapılacak diyetin, tüm diyetlerde olduğu gibi doktor kontrolünde gerçekleşmesi gerekir'' diye konuştu.

Sağlıklı bir yaşam için diğer gıdalara göre, zehirli mantarlar hariç, belirgin bir yan etkisi olmayan mantarın kişiye günlük yaşamda ihtiyaç duyduğu enerjiden daha fazlasını bile verdiğini vurgulayan Öztürk, yazın kırlardan toplanacak mantarların taze ya da kurutularak kışın da tüketilebileceğini sözlerine ekledi.

"Her gün bir elma"

Bazı besinler tok tutar, kolay acıktırmaz. Çünkü işin sırrı kan şekerinin dengede durmasında. Böylece gün içinde daha az yiyerek daha kolay kilo verebilirsiniz. Nedir bunlar?


'Kompleks karbonhidratlar' dediğimiz sebze, meyve, baklagiller, tahıllar, esmer ekmek, esmer pirinç, kepekli makarna gibi besinlerdir ve bunlara ağırlık verilmelidir. Bu yiyecekler kan şekerimizi dengede tutarak bizi acıktırmaz. Böylece gün boyunca yediğimiz miktar azalır.
Çabuk kilo verdiren besinler nelerdir?
Liften zengin yiyecekler; mercimek, fasulye, meyve, yulaf, tüm meyve ve sebzeler. Bunların içerdikleri lif, şeker molekülleriyle birleşip onların emilimini yavaşlatır. Böylece kan şekerini dengelemeye yardımcı olur. Zaten kilo vermede ve kilo korumada hedef, kan şekerini dengede tutmaktır.

Her gün bir elma
Kan şekeri dengesizliği, vücutta bir kısır döngüye yol açar. Kan şekerini çok çabuk yükselten besinler yediğinizde (örneğin şeker, bal, muz, karpuz, kavun gibi meyveler, kuru üzüm, işlenmiş buğday unu gibi) içlerindeki şeker, mide ve bağırsaklardan çok çabuk emilir ve kan şekerini bir anda yükseltir. Kan şekeri çabuk yükseldiği zaman beyin pankreasa, "Hemen insülin salgıla, kan şekerini düşür" emrini gönderir. Pankreas aşırı insülin üretir o da kan şekerini düşürür. Beyin bu kez de sizi tekrar yeme ihtiyacı içine sokar ve gereksiz yemeye başlarsınız. Örneğin yemek üzerine tatlı yendiğinde bu yaşanıyor; çabuk acıkıyorsunuz.
Hangi meyveler, ne kadar yenmeli?
Günde 5 porsiyon sebze ve meyve yemek, sadece kilo vermek için değil, sağlıklı bir yaşam ve pek çok rahatsızlığa karşı korunmak için de şart. Kilo verme programlarında öncelik verdiğimiz meyve elma. "Her gün bir elma" herkesin sloganı olmalı.

Bir ayda zayıflayın!

Günlük kalori alımı haftada 0.5-1.0 kg kayıp olacak şekilde düzenlenmelidir. Günde 600 kalori kısıtlanması haftada 500 gr zayıflatır

Asuman Aydın


Vücut ağırlığını azaltmak için verilen beslenme planı günlük 1200 kalorinin altına düşmemelidir. Çok düşük kalorili diyetler protein, vitamin ve mineral eklenmiş ketojenik diyetlerdir. Ancak bir başka hastalık (örneğin acil cerrahi bir operasyon geçirecekse) olduğunda çok kısa süre ve gözetim altında uygulanmalıdır.
Sıvı alımı günlük ihtiyaç kadar 2-3 litre/gün ve günde 20-25 gram/gün posa içeren lifli gıdalar tüketilmeli, öğün sayısı 4-6 kez olmalıdır.

Öneriler
Günde en az üç ana öğün ve ara öğünler yavaş yavaş yenilmeli ve iyice çiğnenmeli. Bol su içilmeli. Yemeğe salata ve çorba ile başlanmalı. Kırmızı et yerine tavuk ve balık yenilmeli. Kırmızı et tercih ediliyorsa yağlarından temizlenmeli. Daha fazla sebze ve tahıl tüketilmeli. Küçük porsiyonlarda yemek yenilmeli.

Sık beslenmenin faydaları
Gereğinden fazla yemeği ve kaçamakları önler Acıkmayı önler ve besin alımını azaltır Enerji harcaması artar

Bazı pratik öneriler
Yürüyerek gideceğiniz mesafelerde taşıta binmeyin. Asansör yerine merdivenleri tercih edin. Diyet yapan kişiye yardımcı olun. Kesinlikle öğün atlamayın. Hangi öğünde neler yiyeceğinizi önceden planlayın. Evin dışında yemek yememeye çalışın. Katı yağ yerine sıvı yağ kullanın. Rafine şekeri azaltın ya da kaldırın. Yerine içeceklerinizi şekersiz için ya da tatlandırıcı kullanın (aspartamlı). Aç karnına alışverişe çıkmayın, alacağınız yiyecek listesini önceden yapın. Kulaktan dolma bilgilere önem vermeyin, bir uzmana danışın. Mevsimine göre mutfağınızdan ve sofranızdan meyve ve sebzeyi eksik etmeyin. Yemeğinizi TV seyrederken ya da kitap okurken yemeyin. Kullandığınız günlük servis tabaklarını küçük olanlarıyla değiştirin. Bu psikolojik olarak doymanıza yardımcı olur. Diyeti bıktırıcı olmaktan çıkarın. Örneğin sütünüzü tatlandırıcı ile yapılmış sütlaç olarak tüketebilir, kıyma miktarınızı dolmayla değerlendirebilirsiniz. Meyvelerin ne kadar tüketilirse tüketilsin şişmanlatmadığı görüşü yanlıştır. İçerdiği bir tür karbonhidrat olan meyve şekeriyle tüketilmesi sınırsız olmamalıdır.


Yiyecek adı ortalama ölçü miktar(gram)
Köfte 1 adet 30
Kıyma 1 köfte kadar 30
Pirzola 1 küçük boy 30
Kuşbaşı et 3-4 küçük boy 30
Biftek 1 orta büyüklükte 30
Tavuk (derili) 1 köfte kadar 30
Balık 1 köfte kadar 30-40
Peynir (beyaz ort. yağlı) 1 kibrit kutusu 30-35
Peynir (kaşar ve benzeri) 2/3 kibrit kutusu 20-25
Çökelek, lor 1/4 su bardağı 40-45
Yumurta 1 adet 40-50



Eğer diyetinizde süt varsa, yerine aynı ölçüde yoğurt yiyebilirsiniz.

Değişim listeleri
SİZE vereceğimiz, üç diyet uzmanımızın hazırladığı iki ayrı diyet listesinde yer alan et yerine eşdeğeri diğer birtakım gıdalar tüketilebilir. Bu hem sizin her gün aynı şeyleri yiyerek bıkmamanızı, hem de öğünlerinizdeki mönüyü daha kolay ve sevdiğiniz yiyeceklerle oluşturmanızı sağlayacak.

Örnek 1 / 1300 kalorilik mönü
Sabah: Çay (şekersiz) ya da bitki çayları, 2 kibrit kutusu peynir, 2 ince dilim ekmek, domates salatalık (sınırsız)
Kuşluk (saat10.00): Bir adet küçük boy elma ya da 100 gramlık bir meyve.
Öğle: Tavuklu sandviç ya da ton balıklı, hindi, hamburger köfteli ayran, bir adet orta boy armut ya da 100 gramlık meyve.
İkindi: Bir su bardağı diyet süt ya da diyet yoğurt.
Akşam: Bir kase çorba (yağsız) 8 yemek kaşığı etli kabak yemeği ya da başka taze sebzeli yemek, salata (yağsız limonlu), bir çay bardağı yoğurt, bir dilim ekmek
Gece: Bir dilim karpuz ya da 100 gramlık başka bir meyve, bir çay bardağı diyet süt.

Örnek 2 / 1200 kalorilik mönü
Sabah: Çay (şekersiz), 3 yemek kaşığı yulaf gevreği, bir adet portakal
Öğle: 4 adet ızgara köfte (120 gram) salata, 1 su bardağı yoğurt, bir dilim kepekli ekmek
İkindi: Bir şeftali
Akşam: Etsiz zeytinyağlı taze fasulye, 4 yemek kaşığı zeytinyağlı barbunya, bir dilim kepekli ekmek, domates, salatalık
Gece: 15 adet üzüm ya da 100 gram başka meyve

Kilo almamanın altın kuralları

Dünya Sağlık Örgütü'nün, yüzyılın ''patlama derecesinde hızla yayılan ve tedavi edilmesi zorunlu bir hastalık'' olarak benimsediği şişmanlığı önlemek amacıyla, yemek yeme, alışveriş, aktivite ve yemek pişirmeyle ilgili bazı davranış değişiklikleri önerildi


Ege Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Candeğer Yılmaz'ın önderliğinde Ege Obez Hasta Derneği tarafından, sağlıklı beslenmenin altın kuralları bir kitapta toplandı.
Beslenmenin, karın doyurmak veya istenilen şeyleri yemek değil, insanın sağlıklı olarak yaşayabilmesi için gerekli öğeleri vücuduna alması şeklinde tanımlandığı kitapta, özetle şu davranış biçimleri önerildi:
''Güne erken başlayın, 7-8 saatten fazla uyumayın, uyandıktan sonra yatakta kalmayın. Asansör yerine merdiven kullanın, hızlı tempoyla yürümeye çalışın. Haftanın 4-5 günü egzersiz yapın, pasif yerine aktif jimnastiği tercih edin.
Aktif ve hareketli kişilerle birlikte olmaya özen gösterin. Hafta sonları için aktif planlar yapın. Ayakta durmaya ve yürümeye daha fazla zaman ayırın. Bir şey getirip götürmek için çocuklarınızı kullanmayın. Her gün yarım saat daha az TV seyredin.''

''YEMEĞE KÜÇÜK, SALATAYA BÜYÜK TABAK''
Yemek yemeyle ilgili değiştirilmesi istenen davranış biçimleri sıralanırken da az ve sık yenilmesi, öğün atlanmaması önerildi. Acıkma duygusunun bastırılması için salatalık, domates, marul gibi düşük kalorili yiyeceklerin tercih edilmesi, her gün sebze ve meyve yemeye dikkat edilmesi, yemekler için küçük, yağsız salatalar için ise büyük tabak kullanılması da öneriler arasında yer aldı.
Öğünlerde gazete-kitap okuma, TV seyretme gibi aktivitelerin yapılmaması gerektiği belirtilen kitapta, bol su içilmesi, açık büfelerden kaçınılması istendi, ''Mutfağa fazla zaman ayırmayın, işiniz bitince oradan çıkın'' tavsiyesinde bulunuldu.
Özellikle kadınları ilgilendiren alışverişle ilgili önerilerinde ise ''Çarşıya, yemekten sonra, tok karnına çıkın, alışveriş listenizden fazlasını almayın, hazır yiyecekleri satın almayın, yanınızda fazla para bulundurmayın, yeme isteği uyandıran TV programları ve reklamları izlemeyin'' denildi.
Ayrıca etli-kıymalı yemeklere yağ konulmaması, kızartma-kavurma ve sostan kaçınılması ve evde tatlı yapılmaması önerileri de şişmanlamayı önleyici davranış değişiklikleri olarak sıralandı.

Ne kadar yağ, o kadar risk!..

Günlük yağ tüketiminiz fazlaysa, kanser her an kapınızı çalabilir. 'Light' ürünleri tercih ederek, etlerin yağlı kısımlarını ayırarak ve kızartmalardan uzak durarak bu riski önemli ölçüde azaltabilirsiniz


Doğru beslen kanseri yen - 2 / Ayşegül AYDOĞAN

Kanser yapıcı özelliği olan zararlı kimyasal maddelerin çoğunun, besinlerin yağlı kısımlarında biriktiği biliniyor. Zaten uzmanların fazla kiloların kanser riski yarattığını vurgulamasının altında da kanser ve yağ ilişkisi yatıyor. Doktorların aşırı yağlı beslenmenin kansere davetiye çıkardığı yönündeki uyarıları çoğu kez fast food ya da kırmızı etten zengin beslenme olarak algılansa da risk, aslında pek çok besin için geçerli. Hatta Murat - Aysun Gökçen çiftinden öğreniyoruz ki, etin dışında peynir, yoğurt gibi besin maddeleri de ne kadar yağlı ise o kadar çok tehlikeli. Tüm bu besinleri alırken ve tüketirken dikkat etmemiz gereken en önemli şey ise yağsız ya da yağı azaltılmış olanlarını tercih etmek.

Salataya çok yağ dökmeyin
Beslenme ve diyet uzmanı Murat - Aysun Gökçen'e göre, yemek yaparken yağ ne kadar bolca kullanılır, salataların üstüne ne kadar çok gezdirilirse tehlike o denli artıyor. Bunun nedeni, artık o besinlerin bol yağdan dolayı içeriklerinde bir çok kanser yapıcı kimyasal madde barındırmaya başlaması. Gökçenler, yemeklerde yağı kanserojen hale getirmemek için önerilerini şöyle özetliyor:
"Besinler, yağlı kısımları iyice ayrıldıktan sonra tüketilirse, yemekler az yağla pişirilirse, salatalar yağ bulamacına çevrilmezse zararlı kimyasal maddelerin metabolizmaya girişi de en aza iner. Özellikle, kızarmış besinleri çok tüketenler kansere iki misli çanak tuttuklarını bilmeli."
Gökçen çifti, kanser ve yağlı beslenme arasındaki ilişki hakkında sorularımızı yanıtladı, kansere karşı vücut direncini düşüren şekerli besinlerin tehlikelerini anlattı...

Meme kanserine yol açıyor
Yağdan zengin beslenmek neden riskli?
Hastalığın oluşumunda besinlerle aldığımız aşırı yağın etkisi doğrudan doğruya veya dolaylı olmakta. Doğrudan olan mekanizmada yağlar hücrelerin fonksiyonlarını etkiler. Dolaylı mekanizmada ise endokrin sistemde (hormonal) değişme oluyor ya da elzem yağ asitlerinin metabolizması değişiyor. Bu da bağışıklık sisteminin baskılanmasına yol açıyor.

Yağlı beslenme, hangi kanser türlerinden sorumlu?
Besinlerle alınan yağ oranı arttıkça kadınlarda meme kanseri, erkeklerde de prostat kanseri riski artıyor. Ayrıca aşırı yağ tüketimi kolon, rektum ve akciğer kanserini de beraberinde getiriyor.

Yaşlı hayvanın eti riskli
Peki nelerden kaçınmalıyız?
Yaşlı hayvanların yağlı kısımlarında daha çok kanser yapıcı kimyasal madde birikebileceğinden, genç hayvan etlerine göre kanser yapıcı etkileri daha fazladır. Yaşlı koyun, sığır ve tavuk etlerinden, kuyruk yağı ilave edilmiş veya çok yağlı etlerden yapılmış köfte, hamburger gibi besinlerden, sucuk, sosis, tereyağı, derin yağda kızarmış besinler, doğrudan ateşte pişmiş kebaplardan kaçınılmalı. Araştırmalar, sürekli olarak sucuk, sosis, tereyağı, kuyruk yağı ve de domuz eti yiyen kişilerde kanserin daha çok görüldüğünü belirlemiştir. Ancak, bu besinler çok sık olmamak kaydıyla ve özellikle C vitamininden zengin besinlerle birlikte tüketildiği taktirde risk eşiğinin düştüğü rapor edilmiştir.

Yağı tamamen unutacak mıyız?Yağ alımını en aza indirmek her açıdan en iyisidir. Vücudun yağa ihtiyacı olduğunu da düşünerek beslenmemizden yağı tamamen kaldırmamak gerekiyor. Az kullanmak kaydıyla zeytinyağı sonra fındık yağı tercih edilmeli. Zeytinyağı veya balık, ceviz gibi besinlerde bolca bulunan Omega - 3 yağ asitlerinin tümör uyarıcı etkilerinin bulunmadığı bildirilmiştir. Balık yağının da tümör uyarıcı etkisinin yok denecek kadar az olduğu rapor edilmektedir.

Ayçiçek yağı da masum değil
Bitkisel yağlar masum mu?
Sadece hayvansal kaynaklı yağlar değil çoklu doymamış bitkisel sıvı yağların çok tüketiminin de tümör oluşum riskini artırdığı bilinmektedir. Bitkisel sıvı yağların özellikle çoklu doymamış dediğimiz ayçiçek yağı, mısırözü yağı gibi yağların hayvansal yağlardan daha fazla tümör oluşumunu uyarmada etken olduğu bildirilmiştir. Bitkisel kaynaklı yağlar daha çok akciğer ve pankreas kanserlerine neden olmaktadır.

Light ürünleri tercih edin...
-Süt, yoğurt, peynir gibi besinleri yağı azaltılmış olarak tüketme imkânımız var. Bu imkân değerlendirilmeli. Piyasada yüzde 50 light, diyet olarak bulunan süt ve yoğurt, peynir tüketilmeli. Çünkü, süt ve türevlerinin yağı alındığında, bu besinlerin içeriklerindeki kalsiyum miktarı da artıyor. Azalan yağ yerine kalsiyum geliyor. Bu sayede hem çok az yağlı besin tüketilmiş oluyor, hem alınan kalori miktarı düşüyor, hem de bol kalsiyum alınmış oluyor. Kalsiyumun da kanserde önemi büyük. Kalsiyum, kemik ve kalın bağırsak kanseri riskini önemli ölçüde azaltıyor.
- Elde olmadan yağ alımının artması halinde günlük yapacağımız yürüyüş, herhangi bir spor aktivitesinin orantılı olarak artırılması hastalık riskini azaltır.

Fazla kilolar karında toplanıyorsa dikkat!
- Meme, prostat ve kan kanseri kilolu kişilerde daha çok görülmektedir. Özellikle menopoza girmiş olan kilolu kadınlarda meme kanseri olma riski kilolu olmayanlara göre daha fazla.
- Eğer bedeninizin üst tarafından kilo alıyorsanız ne yazık ki şanssız gruptasınız. Sizin asla fazla kilolu olmamanız gerekiyor. Özellikle meme kanseri riskinde vücut yapısı da önem taşıyor. Fazla yağlarını belin üstündeki karın bölgesinde ve göğüs kısmında taşıyan bir kadında, fazla yağlarını bacak ve kalçasında taşıyan bir kadına göre meme kanseri riski daha yüksek. Ancak kilolarını üst bölgede taşıyan kadınlar zayıflama diyetine girdiklerinde kaybettikleri kilonun büyük bölümünü göğüsten ve karından kaybeder. Bu oldukça önemli bir avantaj sağlar. Öyle ki, bu tip kadınlar yüzde 10'luk bir kilo kaybıyla meme kanseri gelişme riskini önemli ölçüde düşürmüş olur.
- Yüzde 40 veya daha fazla kilo fazlası olan kadınlarda kanser gelişme riski yüzde 55 oranında artıyor.

Balıklı makarna (6 kişilik)
MALZEMELER:
2 çorba kaşığı zeytinyağı
3 diş kıyılmış sarmısak
1 çay kaşığı rezene tohumu (Aktarlarda bulabilirsiniz)
1 çay kaşığı limon kabuğu rendesi
500 gram kepekli makarna
200 gram haşlanmış balık eti
1 su bardağı balığın haşlandığı su
12 dilim kurutulmuş domates
Yarım limonun suyu, 2 çay kaşığı toz maya
1 demet kıyılmış maydanoz

HAZIRLANIŞI:
Yağ, sarmısak, rezene, limon kabuğu rendesi, balık suyu ve domatesleri bir tavaya koyun, kısık ateşte 5 dakika kaynatın. Makarnayı suyunu çektirerek haşlayın. Sosu makarnanın üzerine döküp kısık ateşte bir süre daha pişirin. Üzerine sırasıyla balık, limon suyu, maya ve maydanoz serpip servis yapın.

Beyaz şekeri unutun
Aşırı şekilde saflaştırılmış şeker tüketimi de metabolizmanın kansere karşı direncini zayıflatan etkenlerden.
- Bir bardak çaya 5 adet kesme şeker atıp günde 5-10 bardak çay içmek, gün içinde bon bon şekerleri tüketip, çikolata ve tatlı yemek; bunların hepsini bir gün içerisinde yapmak vücudun kansere karşı olan direncini azaltır.
- Aşırı şeker tüketimi ayrıca şişmanlamaya da yol açacağından sizi iyice risk altına sokar. Bu nedenle esmer şeker tüketmek, saflaştırılmış beyaz şeker tüketmekten daha iyi.
- Saflaştırılmış buğdaydan yapılan beyaz ekmek, beyaz pirinçten yapılmış pilav gibi yiyecekleri tüketmek de şeker yemekten farksız!

Sütü şekerle kaynatmayın
- Şekeri karamelize etmek en tehlikelisi. Protein ve karbonhidrat birleşiyor ve bir tepkime oluşuyor ve kansere neden oluyor. Süt ve şekeri birlikte kaynatmak da sakıncalı. Örneğin muhallebiyi ocaktan indirdikten sonra şeker ilave etmek gerekir. Şekerin uzun süre ısıya maruz kalmasından kaçınılmalı. Reçeli de çok kaynatmamalı

6 haftada 10 kilo vermenin yolu...

Yalnız fazla kilolardan kurtulmak için değil, sağlıklı beslenmek amacıyla da diyet yapılması gerekiyor.Ünlü kalp cerrahı Mehmet Öz'ün önsözünü yazdığı kitabında, aşırı beslenmenin kalp, tansiyon, diyabet, kanser dahil pek çok hastalığa neden olduğunu vurgulayan Fuhrman, sağlıklı beslenmek ve fazla kilolarından kurtulmak isteyenlere 6 haftada en az 10 kilo zayıflamayı sağlayan beslenme programı öneriyor

Çeşitli hastalıkları beslenme ve doğal yöntemlerle iyileştirme konusunda uzman olan Amerikalı Dr. Joel Fuhrman'ın ''Yaşamak İçin Ye'' isimli kitabı, Prestij Yayınları tarafından piyasaya sürüldü.
Eserinde uzun ömrün formülünü ''besinler ve lifler açısından zengin bir diyet'' olarak gösteren Fuhrman, lifin insan sağlığı için çok önemli yaşamsal bir besin olduğunu, meyve, sebze ve baklagil gibi daha çok doğal bitkisel yiyeceklerle farklı lif çeşitlerinden bol miktarda alınmasını tavsiye ediyor.
Fuhrman, ekmek, makarna, pasta gibi karbonhidrat yönünden zengin besinlerin çok az tüketilmesinin, tatlı ihtiyacının meyvelerden karşılanmasının ve hayvansal besinler yerine de yeşil sebze ağırlıklı beslenmenin önemine işaret ediyor. 280 gram brokolide 100 kalori bulunmasına karşın, 28 gram hayvansal besinde 100 kalori olduğuna dikkat çeken Fuhrman, ''Yeşil sebzeleri tıka basa yiyerek doyabilirsiniz'' diyor.
6 HAFTALIK PROGRAM
ABD'li uzman Fuhrman, 6 haftalık program sonucunda fazla kiloların yanı sıra lipidlerin (kolesterol ve trigliserid) düşeceğini, baş ağrısı, gastrit, kabızlık, sindirimsizlik ve burun kanaması gibi birçok semptomun yok olacağını belirterek, ''Yaşamak İçin Ye'' sloganı altındaki programına ilişkin şu bilgileri veriyor:
''SINIRSIZ YİYECEKLER;Salata dahil bütün çiğ sebzeler. Hedef günde yarım kilo yemek. Bu bir göbek salatanın ya da kıvırcık salatanın tamamıdır. Bezelye, tatlı kırmızı biber, domates, salatalık gibi çiğ sebzeler ekleyin. Yarım kilo tutarındaki bu tür yiyeceklerden alınacak kalori miktarı 100'den azdır.
Pişmiş ya da buharda pişmiş yeşil sebzeler. 'Ne kadar yerseniz o kadar kilo verirsiniz' kuralı, bu grup için de geçerlidir. Hedef yine yarım kilodur. Bu sebzeleri yerken porsiyon çok büyük olmalı. Çalı fasulye, brokoli, enginar, kuşkonmaz, kabak, yeşil ve kırmızı lahana, Brüksel lahanası, bamya, pazı, şalgam, pancar, ıspanak, karnıbahar, patlıcan, biber, su kestanesi kullanarak pişmiş sebzelerde çeşitliliği sağlayın.
Baklagiller de, dünyanın en mükemmel yiyeceklerinden biridir. Kan şekerini sabitler, tatlı arzusunu köreltir ve akşam üstü acıkmalarını engeller. 6 Haftalık programda günde en az 1 su bardağı dolusu yiyin. Nohut, kuru fasulye, barbunya, mercimek, soya fasulyesi, börülce ve daha birçok fasulye ve baklagil çeşidi.
Günde en az 4 meyve yiyin.
SINIRLI YİYECEKLER;Günde en fazla bir porsiyon pişmiş nişastalı sebzeler ya da tam tahıllar (Mısır, patates, pirinç, pişmiş havuç, ekmek, kahvaltılık gevrekler).
Çiğ kuru yemişler ve tohumlar (günde maksimum 30 gram).
Avakado (günde maksimum 60 gram).
Öğütülmüş keten tohumu (günde 1 yemek kaşığı).
YASAKLAR;Süt ürünleri, hayvansal gıdalar, öğünler arası atıştırmalar, meyve suyu, kurutulmuş meyve.''

Obezlere ve sigara tiryakilerine 'çifte' müjde!

Fransız bir şirketin ürettiği ilaç, hem zayıflatıyor hem de sigarayı bıraktırıyor. İlaç, şişmanlayacağım korkusuyla sigarayı bırakamayanlar için de bir koz...

Fransız ilaç firması Sanofi - Synthelabo tarafından üretilen ve son olarak Kuzey Amerika'da yapılan iki denemede, hem zayıflattığı hem de dolaylı olarak sigarayı bıraktırdığı kanıtlanan Rimonabant ilacının, cinsel gücü artırıcı Viagra gibi satış patlaması yapacağı ileri sürüldü. İlacın İngiltere'de gelecek yıl piyasaya sürülmesi bekleniyor.

HIZLA KİLO VERDİLER
İlacın iki denemesine ilişkin test sonuçları New Orleans'daki kardiyoloji kongresinde sunuldu. İlk testte Kanada'da bir yıl boyunca aşırı kilolu 1036 kişiye Rimonabant verildi. En yüksek dozda ilaç alanlar ortalama olarak 8.6 kilo verdi. ABD'de 10 hafta süreyle 'sıkı' tiryaki 787 kişi üzerinde yapılan 2. testte ise yüzde 36'sı sigarayı bıraktı.

TİRYAKİLERE MÜJDE!
Independent gazetesinin haberine göre ilaç, obezlerin kilo vermesini hızlandırmasının yanı sıra uyuşturucu kullanımından sonra mide kazınması hissine yol açan beyindeki reseptörlerin çalışmasını durduruyor. Bu niteliğiyle ilaç, kilo alacağım korkusuyla sigarayı bırakmaya yanaşmayanları da ikna edecek görünüyor.

Kahvaltılık tahıl gevrekleri "şişmanlatıyor"...

İngiltere Tüketici Birliği, kahvaltıda tüketilen tahıl gevreklerinin büyük bölümünün ''şişmanlattığını'' öne sürdü

Birlikten yapılan açıklamada, 100 ürünün incelendiği, büyük bölümünün çok yüksek miktarda şeker, tuz ve yağ içerdiğinin tespit edildiği belirtildi.
Bir tahıl gevreğinin 40 gramında 1 gram tuz belirlendiği, bu miktarın, 25 gramlık tuzlu fıstıktaki tuz miktarından 4 kat fazla olduğu kaydedildi.
İncelenen 100 üründen 85'inde çok yüksek miktarda şeker, 40'ında aşırı tuz tespit edildiği, 9'unun ise aşırı yağ ihtiva ettiği bildirildi.
Özellikle çocuklar için kahvaltılık tahıl gevreklerinin içerdikleri tuz, şeker ve yağ oranlarının, Gıda Standartları Ajansı tarafından belirlenen miktarların kat kat üzerinde olduğu ifade edildi.

Yaza nasıl simetrik bir vücutla girilir?

Yaz aylarının yaklaşmasıyla yoğunlaşan egzersiz ve diyet programlarının estetik görünüm için yeterli olmadığı, sağlık ve güzellik için vücut simetrisini merkez alan bir program izlenmesi gerektiği belirtiliyor

Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç Dr. Yalçın Kaya, havaların ısınması ile özellikle kadınların kilodan kaynaklanan vücut kusurlarını yok etmek ve tatil sezonuna formda girebilmek çabası içinde olduğunu söyledi.

Bunun için hemen herkesin spor salonlarında egzersiz çalışması yaparak ve çeşitli diyet programları izleyerek istediği estetik vücuda kavuşmaya çalıştığını dile getiren Kaya, ancak spor salonlarının ticari kuruluşlar olması nedeniyle genellikle sadece zayıflama kavramı üzerinde durduklarını ya da bilinçsiz çalışmalarla müşterilerinin estetik yapılarına, hatta sağlıklarına zarar verdiklerini öne sürdü.

BİLİNÇSİZ EGZERSİZ
İnsan vücudunun görünümünü etkileyen unsurların en önemlisinin kaslar olduğunu vurgulayan Kaya, şunları kaydetti:
''Estetik görünüm yalnız diyet ve egzersiz ile olmaz. Vücut simetrisi de şarttır. Kasların hemen hepsi vücutta simetrik olarak dizilmişlerdir. Kaslar bir dirence tabi tutulduğunda gelişir, yüklenme azaldığında ise çapları küçülür. İnsan günlük aktivitelerinin yoğunluğu gereği kaslarının bir bölümünü daha fazla çalıştırır. Vücudun belli taraflarındaki fazla kullanım sonucu beliren asimetrik yapı, uygun egzersizler seçilmeden gelişigüzel spor yapılması halinde iyice artar. Yaz ayları öncesinde ideal bir vücut için girilen bilinçsiz zayıflama ve spor çalışması, simetriyi bozarak vücut estetiğine zarar verir.''

Günlük yaşamda vücudun belli bölümleri ve sağ ya da sol kol gibi belli organlarının aktivite gereği çok kullanılmasından doğan asitmetrik yapının hemen herkeste görülebildiğini anlatan Kaya, ''Bu daha çok omurlardaki eğilmelerde kendini gösteriyor. Hep aynı eli ile kitap taşıyan öğrenciden, teniste aynı kolu kullanan sporcuya ya da sürekli aynı eli ile yemek yiyen kişiye kadar simetri sorunlarını görmek mümkündür'' dedi.

Kaya, ancak uygun egzersizlerin kesinlikle anatomi bilgisi olan uzman kişiler tarafından belirlenmesi ve gelişigüzel spor aktivitelerine girilmemesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Sporsuz diyetin faydası yok!

Egzersiz olmadan başlanan diyet bir yarar sağlamadığı gibi vücutta hoş olmayan görünümlere yol açabiliyor

Konya Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksekokulu Araştırma Görevlisi Fatma Arslan, yaz ayları öncesinde, özellikle kilolu kadınların, diyete, spor salonlarına ve plastik cerrahlara yöneldiğini söyledi.
Kış aylarında kalın giysilerle fazla kiloların kamufle edebildiğini ifade eden Arslan, şunları kaydetti:
''Ama yazın aynı durum söz konusu değil. İnce elbiselerle fazla kilolar ortaya çıkıyor. Nisan ayının girmesiyle, kadınlar diyete ve spor aktivitelerine başlıyor. Ancak bilinçsizce yapılıyor. Diyet yapan sporu, spor yapan da diyeti hiç düşünmüyor.''

Arslan, spor salonuna sağlıklı yaşam için gelenlerin yok denecek kadar az olduğuna dikkati çekerek, tek düşüncelerinin, yaz boyunca fazla kilolardan kurtulmak olduğunu söyledi.
Diyet yapan kişilerin mutlaka spor da yapmaları gerektiğini vurgulayan Arslan, ''Sporsuz diyetin hiçbir anlamı olmaz. Form tutmada egzersiz şart. Sporsuz yapılan diyet, vücutta hoş olmayan görüntülere yol açan sarkmaları meydana getirir. Bunu da hiç kimse istemez. En azından yolda bir yürüyüş bile diyete destek olabilir'' dedi.
Kış dönemi boyunca haftanın belli günlerinde sınırlı sayıda gelenlere hizmet verdiklerini, ancak Nisan ayıyla birlikte yoğunluğun çok arttığını belirten Arslan, şu anda günde 2 seans yapmakla kalmadıklarını, bazı günlerde özel seanslar açtıklarını bildirdi.

İşte yasaklı besinler...

Özellikle hanımlar!.. Kanserden uzak durmak istiyorsanız, yağ tüketimini en aza indirin; kek, pasta, çikolatayla hemen vedalaşın

Doğru beslen kanseri yen - 6 / Ayşegül Aydoğan

Son kitapları "Kanseri Beslenerek Yenebilirsiniz"de beslenme ve diyet uzmanları Aysun - Murat Gökçen çifti, kanserden korunmada olduğu kadar kanser tedavisi sırasında da yediklerimizin ne kadar önemli olduğunu özel beslenme reçeteleri hazırlayarak vurguluyor.
Meme ve yumurtalık kanserinin oluşumunda beslenmenin rolüne dikkat çeken Gökçen çifti, kadınlarda en çok görülen kanser türü olan meme kanserinde riski büyük ölçüde arttıran faktörün genetik değil, diyet - beslenme ve yaşam şekli olduğunu savunuyor. Kanser araştırmalarının her 9 kadından birinde meme kanserinin oluştuğunu ortaya koyduğunu anlatan Gökçen çifti, bu olgunun da her yıl yüzde 3 oranında artarak yükseldiğini belirtiyor.

Lifli yiyeceklere yönelin
Gökçenler'e göre kadınlara özgü bazı beslenme alışkanlıkları istatistiklerle paralellik gösteriyor. Murat - Aysun Gökçen, birçok araştırmanın aşırı protein ve yüksek yağ tüketimi, buna karşın lifli - posalı yiyecekleri çok az almanın kansere davetiye çıkardığını ifade ederek, şöyle diyor:
"Bu durumda akla 'Acaba kadınlar beslenmesini bilmiyorlar mı?' diye bir soru geliyor. Maalesef genelde kadınların kilolu oluşu, çikolata, dondurma gibi yiyeceklere düşkün olmaları, yemekleri bol yağlı yapmaları, kek, kurabiye gibi besinlerden uzak duramamaları bu soruyu doğrular gibi."
Gökçen çifti, meme kanseri - beslenme ve yağ alımıyla ilgili yapılan diğer araştırmaları şöyle anlatıyor:
"Meme kanseriyle besinlerle alınan yağ arasındaki bağlantıyı araştıran başka bir çalışmada ise günlük yağ alım oranının toplam kalorinin yüzde 40'ından yüzde 30'a düşürülmesi, riskin azalması için yeterli olmadığı belirtiliyor. Muhtemelen meme kanseri riskinin azaltılması için günlük yağ alımının toplam kalorinin yüzde 25 oranına düşürülmesi, hatta bir nebze daha aşağı çekilmesi daha sağlıklı olacaktır. Bu paylaşımın da özellikle zeytinyağı, fındık yağı, balık yağı şeklinde olmasında sonsuz yarar var. Ancak, ne olursa olsun günlük yağ tüketiminin mümkün olduğu kadar minimumda tutulması gerekir."

Kızartma, riski 3'e katlıyor
Meme kanseri olan bir kadının yumurtalık kanserine yakalanma riskinin iki kat fazla olduğunu da hatırlatan Gökçenler, bu konuyla ilgili de şunları söylüyor:
"Özellikle yumurtalık kanseri üzerine yapılan bir araştırmada, haftada 5 veya daha fazla defalar kızartılmış yiyecekler yiyen kadınlarda kanser riski, haftada 3 defadan daha az kızartma yiyen kadınlara göre 3 kat daha yüksektir. Yapılan araştırmalarda yağ, et ve süt tüketimi aşırı olan ülkelerde yumurtalık kanseri oranlarının da yüksek olduğu gözlenmektedir. Günlük alınan yağlı sütün buna katkıda bulunup bulunmadığı konusunda şüphe duyulan, sütün kendisi değil sütün içindeki doymuş yağdır. Ayrıca, A vitamini ve beta karoten miktarının kandaki düzeyleri düştükçe yumurtalık kanseri riski artmaktadır. Özellikle yumurtalık kanser riski olan kadınların A vitamini ve beta karotenden zengin diyetlerle beslenmesi önemlidir."


BU DA ÖRNEK BİR DİYET
Gökçenler'in meme ve yumurtalık kanseri tedavisi sırasında uygulanmak üzere hazırladığı örnek diyet şöyle:

Sabah

Taze meyve sulu ve taneli cornflakes veya yulaf ezmesi
Siyah veya yeşil zeytin
Domates, salatalık, yeşil biber
Tam buğday ya da yulaf ekmeği
Öğle

Salata (Özel yapım *)
Yoğurt (en az yüzde 50 yağı alınmış)
Öğleden sonra

Yulaflı diyet bisküvi
Nar veya havuç suyu
Akşam

Sebzeli balık (havuç, soğan, patates, biber, domates vb.)
Mercimek çorbası
Tam buğday ya da yulaf ekmeği
Yatmadan Önce
Kestane ve taze meyve

* Özel yapım salata
Kırmızı lahana ve havuç rende, soya filizi, brokoli, maydanoz, roka, yeşil sivri biber, domates, kırmızı soğan kıyılacak. Hepsi karıştırılacak. İçine taze limon suyu ve zeytinyağı ilavesi yapılacak.
NOT: Salatalar her seferinde taze yapılacak


Ekmek ama hangisi?
Ekmek çeşitleri içinden de sağlıklı ve besleyici olanı tercih edilmeli. Gökçenler'in tavsiyesi, tercihin tam buğday unu ya da yulaftan yapılmış ekmeklerden yana kullanılması. Gökçenler'in önerileri şöyle:

En çok tüketilen beyaz ekmek, besleyici değeri en az, kalori değeri ise en çok olandır.
Kepek ekmeği bağırsakları düzenli çalıştırır ve kabızlıktan korur. Ancak aşırı kepek, kalsiyum, demir gibi bazı minerallerin emilimine engel olur.
Çavdar ekmeği ve mısır ekmekleri de içerik olarak değerlidir.
Mısır ekmeğine biraz yağ konulur. Buna da dikkat etmek gerekir.
Tam buğday unundan yapılan ekmek çok sağlıklıdır. Birçok B vitamini ve diğer mineraller unun içindedir. Özellikle kemoterapi ve radyoterapi sırasında B vitaminleri kaybı büyük olduğundan, bu tip ekmekle beslenmek çok yararlıdır.
Yulaf ekmeği, ekmeklerin prensidir. Kabızlığa iyi gelir, kolesterol düşürür. İdeali, herkesin yulaf ya da tam buğday unundan yapılmış ekmekleri yemesidir.
Yukarıda anılanlar, pirinç ve bulgur başta tüm tahıl gurupları için de geçerlidir.
Unutmamak gerekir ki aşırı miktarda saflaştırılmış besinler, yemek borusu, karaciğer, mide ve pankreasın kansere karşı olan direncini azaltır.

GÖKÇEN ÇİFTİNİN ÖZEL MÖNÜSÜNDEN...

Buğdaylı mercimek (6 kişilik)
MALZEMELER

1 çorba kaşığı fındık yağı n 1 adet ince kıyılmış sarı soğan
2 diş kıyılmış sarmısak n 2 su bardağı mercimek
1 çorba kaşığı keten- tohumu n Yarım su bardağı aşurelik buğday n 2/3 su bardağı kıyılmış ceviz
1 çorba kaşığı balzamik sirke
1 çorba kaşığı ısırganotu n 1 tatlı kaşığı kekik
1 çorba kaşığı zeytinyağı


HAZIRLANIŞI
Bir gece önceden mercimek ve aşurelik buğdayı yıkayıp bol suda ıslatın.
Pişireceğiniz zaman mercimek ve buğdayın suyunu süzün, zeytinyağı, soğan, sarmısak ve bir miktar su ilavesi ile birlikte suyunu çektirecek şekilde haşlayın.
Fırını ısıtın.
Haşladığınız karışımı diğer kalan malzemelerle (fındık yağı hariç) birlikte iyice karıştırın.
Fındık yağıyla yağlanmış tepsiye dökün.
Fırında yarım saat pişirin.
Servisten önce 10 dakika dinlendirin.

Kemoterapi sırasında vitamin desteği şart

Kanser tedavisinin yan etkilerini azaltabilmenin yolu özel diyet reçetelerinden geçiyor. Kemoterapinin yol açtığı kilo kaybını A vitamini içeren besinlerle önleyebilirsiniz

Doğru beslen kanseri yen - 7 / Ayşegül Aydoğan

Kanser tedavisinin iki temel ayağı kemoterapi ve radyoterapi, genellikle hastaların zor geçirdikleri bir süreç yaratıyor. Hastalığın getirdiği yükün yanında ilaçların yan etkileri, bazı besinlerle yaptıkları reaksiyonlar ve iştah sorunları hastalar için tedaviyi biraz daha güçleştiriyor.
Beslenme ve diyet uzmanı Aysun - Murat Gökçen çifti, son kitapları 'Kanseri Beslenerek Yenebilirsiniz'de özellikle kemoterapi ve radyoterapi sırasında hastalığın nasıl etkilediğini anlatıp, tedavinin yan etkilerini azaltacak hatta bertaraf edecek yiyecekleri ve diyet reçeteleri veriyorlar. Gökçen çifti, neler yapılması gerektiği konusunda şunları söylüyor:

Protein kaybı
Kemoterapinin en olumsuz etkisi, kullanılan ilaçların cinslerine göre bazı besin öğeleri ile reaksiyona girmesidir.
Kemoterapi alan hastaların büyük bir çoğunluğunda kilo kaybı ve buna bağlı olarak total proteinde azalma gözlenir.
Tedavi sırasında tat algılaması değişip çeşitli sindirim sistemi bozuklukları ortaya çıkabilir. Kemoterapide kullanılan ilaçlar B kompleksi vitaminlerini etkiler. Özellikle de B1 vitamini ve B12'yi. B1 vitamini yetersizliği, hastalığın erken safhalarında gözlenir. İlaç tedavisiyle birlikte yetersizlik daha da artar. Hastanede yüksek dozda vitamin verilmesi iştahın artmasını ve hastaların kendilerini iyi hissetmelerini sağlar.
A vitamininden zengin beslenmenin ilacın iştah kesici etkisini azalttığı ve besin tüketiminin düşmesini engellediği dolayısıyla kilo kaybının önlenebildiği bildirilmiştir.
Hastalarda kilo ve protein kaybını önlemek için diyet kalorisini, ilave kalori ile yükseltirken, proteinin gerekenin üst sınırında verilmesi uygundur.
Radyasyon tedavisinin beslenmeye etkisi, uygulandığı bölgeye, dozaja, süreye ve radrasyon tipine göre değişik etki gösterir. Radyasyon tedavisi de tat duyularında değişime neden olur. Dil, tatlı ve tuzlu duyularına, damak da acı ve ekşi tat duyusuna karşı aşırı hassasiyet kazanır. Neden olarak da radyasyonun tat hücrelerinde tahribat yaptığı gösterilir. Aynı durum koku duyusunu da etkileyebilir. Ancak hemen telaşa kapılmayıp, bu zarara uğrayan duyuların en fazla 120 gün sonra geriye döneceğini de unutmamak gerekir.
Radyoterapi ayrıca ince bağırsaklarda emilim bozukluğuna neden olabilir. Bu durum yetersiz beslenmenin en önemli etkenlerinden biridir. Özellikle folik asit yetersizliği söz konusu olabilir. Bu nedenle tedavi sırasında folik asitten zengin besinlere ağırlık verilmelidir. .

Folik asitten zengin besinler

Karaciğerler
Soya fasulyesi, unu
Nohut
Soğan
Tarhana çorbası
Kırmızı pancar
Kurufasulye
Brokoli

Merak edilen sorular
Hormonlu sebze ve meyveler kanser yapar mı?
Aslında hormonlu sebzelerden o kadar korkmamak lazım. Önemli olan sebzenin hormon nedeniyle şeklini değiştirmemiş olması. Bizim önerdiğimiz en önemli şey, mevsimine göre sebze ve meyveleri tüketmek. Örneğin kış ayları domates mevsimi değil. Bu mevsimde domates, taze fasulye, kabak tüketmenin bir anlamı yok. Ama onun yerine brokoli, pırasa, lahana, karnabahar, pancar, turp yenebilir.

Konserveler riskli mi?
Konserveye karşı değiliz. Konservelerde problem çok fazla tüketildiğinde ortaya çıkar. Hem salça, hem sebzede ve pek çok üründe konserve birarada ve sürekli tüketilmemeli. Dengelemek lazım. Konserve kapları her besin için özel üretilir. İçinden alıp başka bir kapta bekletmiyorsanız konserve güvenli. Tabi çok fazla kullanılmaması şartıyla.

Peki fast foodlar?
Fast food kötü bir beslenme tarzı. Çok fazla yağ içeriyor. Bir de mayonezler, soslar ekleniyor. Kebapların da yüzde 70'i yağ. Kuyruk yağı, iç yağı, kanserojen maddelerin biriktiği yağ tabakalarıdır.

Buzdolabında saklanan yemeklerin toksik etkiye maruz kaldığı doğru mu?
Pişirilen yemek ısıtılmamak kaydıyla üç gün dolapta kalabilir. Her seferinde yiyeceğiniz kadarını alıp ısıtmanız şartıyla.

Suni tatlandırıcılar kanser yapar mı?
Tatlandırıcılar ile ilgili yapılan araştırmalar ve hayvan deneyleri, normal kullanımlarda herhangi bir kanser vakasına rastlanmadığını gösteriyor. Zaten öyle bir şey olsa, yani en ufak bir şüphe duyulsa, ilgili madde gıda üretiminden çekilir. Kullanımı tamamen yasaklanır. Şu anda suni tatlandırıcılar tüm dünyada satılıp tüketiliyor.

Günde kaç tane kullanılması normal?
Bir bireyin kilosunu 10'a bölerek elde edeceği rakam, günlük tüketeceği tatlandırıcı sayısı olarak kabul edilebilir. Örneğin 80 kilosunuz. 10'a bölünce günde 8 adet tatlandırıcıyı güvenle kullanabilirsiniz.

Kemoterapi tedavisi için örnek diyet
Sabah
Süt, Yumurta, Peynir, Siyah zeytin, Domates, salatalık, yeşil biber, Tam buğday veya yulaf ekmeği

Öğle
Kıymalı Sebze yemeği, Bulgur pilavı, Diyet yoğurt, Salata (Özel yapım*), Tam buğday veya yulaf ekmeği

Öğleden sonra
Peynirli sandviç (Tam buğday ya da yulaf ekmeğinden), Havuç suyu

Akşam
Yağsız sığır eti, Tarhana çorbası, Salata (özel yapım), Tam buğday veya yulaf ekmeği

Yatmadan önce
Yer fıstığı, Meyve

Özel yapım salata
Kırmızı lahana ve havuç rende, soya filizi, brokoli, maydanoz, roka, yeşil sivri biber, domates, kırmızı soğan kıyılıp, hepsi karıştırılacak. Taze limon suyu ve zeytin yağı ilavesi yapılacak.

NOT : Salatalar her seferinde taze yapılacak


Radyoterapi tedavisi için örnek diyet
Sabah
Meyve Suyu (Nar veya havuç), Peynir, Yumurta, Domates, salatalık, yeşil biber, Tam buğday ya da yulaf ekmeği

Öğle
Etli nohut, Domates Soslu Kepekli Makarna, Salata (Özel yapım ), Tam buğday ya da yulaf ekmeği

Öğleden Sonra
Yoğurt, Kepekli galeta, Meyve

Akşam
Tarhana çorbası, Kıymalı türlü, Salata (özel yapım), Tam buğday ya da yulaf ekmeği

Yatmadan önce
Ceviz, badem, Meyve Suyu (Nar veya havuç)

Gökçenlerin özel mönüsünden

Yer Elması Fava (4 kişilik)


Malzemeler

Yarım kilo yer elması
4 diş sarmısak
Yarım demet doğranmış maydanoz
2 su bardağı taze sıkılmış portakal suyu
Yarım su kaşığı limon suyu
Hazırlanışı
Yer elmalarını haşlayın
Bir kapta yer elması, sarmısak ve portakal suyunu bir miktar su ekleyerek püre haline getirin n Üzerine limon suyu ile maydanoz serperek soğuduktan sonra servis yapın

Light gıdalar "obur" yapmasın!

Bisküviden, süte, etten pirince kadar ''light''ı üretilen gıdaların tüketimi giderek artarken, uzmanlar bu ürünlere bağlı olarak gelişebilecek ''oburluğa'' karşı uyarıyor

Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sibel Karakaya, bugün Türkiye'de erkeklerin yüzde 25, kadınların ise yüzde 30'undan fazlasının tansiyon, damar sertliği, kalp hastalıkları, kanser gibi ciddi hastalıklara yol açan kilo fazlalığı sorununu yaşadığını söyledi.

Bu nedenle son yıllarda diyet sektörünün inanılmaz büyüme gösterdiğini vurgulayan Karakaya, kilolarından kurtulmak isteyenlerin doktorlara, diyet uzmanlarına ve spor salonlarına akın ettiğini ve kilo aldırmayacağına inandıkları ''light'' ürünleri adeta hayatlarının bir parçası haline getirdiğini kaydetti.

Karakaya, gösterilen yoğun talep nedeniyle light ürünlerin gıda ve diyet sektöründe önemli bir paya sahip olamaya başladığını ifade ederek, şunları söyledi:

''Normal bir gıda, enerjisi yüzde 25 oranında azaltılırsa light oluyor. Yani bu 4 birim gıda yerine 3 birim tüketmek anlamına geliyor. Bugün milyon dolarlarca bir pazar oluşan light ürün sektöründe bisküvi, süt, peynir, yoğurt, et ürünleri, pirinç, tuz, pasta, içecekler, tatlı gibi çok sayıda gıdanın light çeşidi tüketilmeye başlandı. Bu pazarda en başta gelen ürünü ise tüketimi kolay olan light bisküviler oluşturuyor. (Şişmanlatmıyor) diye en çok ilgiyi bisküvi görüyor.''

Light ürün tüketilmesinin sağlık açısından çok fazla bir sakıncasının bulunmadığını, ancak beslenme alışkanlıklarının bozulması durumunda olumsuz sonuçların ortaya çıkabileceğini ifade eden Karakaya, giderek artan light gıda tüketimine karşı uyardı.

LİGHT, DAHA FAZLA MI YEDİRİYOR?
Öncelikle light gıdaların insülin direncini azalttığı için yeme isteğini daha fazla artırdığı yolunda iddiaların bulunduğunu ve bunların araştırıldığını dile getiren Karakaya, şöyle devam etti:

''Bu ciddi bir iddia... Çünkü, kişide bir beslenme bozukluğu ortaya çıkarabilir. Öte yandan light gıdaların kilo aldırmadığı konusu ne kadar yenildiği ile ilgili. Sonuçta 4 birim tüketen kişi, aynı yeme düzeninde light gıdalar ile bunu 3 birime düşürüyor. Light gıda fazla tüketilirse bir anlamı da kalmıyor. Normal şartlarda kişi, tükettiği gıdaları azaltmış olsa da kilolarından uzun vadede kurtulabilir. Light gıda tüketilmeden de beslenmenin düzene sokulması ve spor ile fazla kilolar atılabilir.''

DAHA FAZLA KİLO YAPMASIN
Zayıflamak için alınan light ürünlerin bazı vatandaşlar tarafından bilinçsiz bir şekilde fazlaca tüketilebildiğini vurgulayan Karakaya, ''(Nasıl olsa şişmanlatmıyor) düşüncesi obur yapabilir. Kişi, az enerji verdiği için sürekli light ürün tüketip, beslenme alışkanlığını bozabilir. Bu da oburluğu ve daha fazla kiloyu beraberinden getirebilir'' dedi.

Karakaya, bu yüzden beslenmede önemli bir yer tutan light ürünlerin tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, light ürünlerle beslenirken meyve-sebzeden vazgeçilmemesinin sağlık açısından iyi olacağını sözlerine ekledi.

Diyet ürünler kararında tüketilmeli

Sınırsız yenecek bir diyet ürünü yok. Şekersiz ya da tatlandırıcılı olan her ürün aynı zamanda kalorisiz de demek değil


Diyet-light ürünler kilo vermek ya da formunu korumak isteyenlerin hayatında önemli bir yere sahip. Obezitenin tüm dünyada artması ile bu ürünlerin pazarı da gün geçtikçe büyüyor. Ancak bu ürünlerin ne kadar doğru tüketildiği tartışılıyor. Bisküviden yoğurda, dondurmadan peynire kadar geniş bir yelpazede bulunan bu ürünleri tüketirken yapılan en büyük yanlış, sınırsız ya da bol miktarda tüketilebileceğine inanmak. Ancak "light" yazısını görmeniz sınırsız yemeniz anlamına gelmiyor. Şekersiz ya da tatlandırıcılı diye gördüğünüz her diyet ürünü de kalorisiz değil. Diyet ürünlerin az kalorili diye bol bol tüketilmesi değil kilo vermek, kilo almaya bile yol açıyor.
Beslenme ve diyet uzmanı Ayşegül Bahar Kaymakçı, "Yediğiniz diyet ürün istediği kadar light olsun kararında tüketilmeli, kalorileri mutlaka hesaplanmalı. Sınırsız yenecek bir diyet ürünü yok" diyor. Özellikle süt, yoğurt gibi besinlerin yağı azaltılmış, "light" olanlarını kolesterolü yüksek kişilere verdiklerini belirtiyor Kaymakçı. Diyet süt ve yoğurdun yağı azaltılırken protein, kalsiyum ve karbonhidrat miktarlarının artırıldığını, dolayısıyla kalori olarak light ve normal süt yoğurt arasında büyük fark olmadığını sözlerine ekliyor: "Günde iki bardak süt içilip iki kase yoğurt yeniyorsa diyet olanları da aynı şekilde tüketilmeli. Ama bu light dondurma, bisküvi ve peynirler için geçerli değil. Örneğin light dondurmada yağ yok ve kalorisi normal dondurmaya göre çok düşük."

Etiketlerin dilini bilin

Diyabetik
Şeker yerine tatlandırıcıyla hazırlanmış ürünlerdir. Ürünün yağ ve kalorisinde azalma olmayabilir. Ancak diyabetik ürünlerde kalorisi olmayan tatlandırıcılar (sakkarin, aspartam, asesülfam-K) kullanılabileceği gibi kalorili olan tatlandırıcılar (dekstroz, maltoz, mısır şurubu, fruktoz) da kullanılabilir. Bu nedenle etiket iyi okunmalı.

Light
Normal üründen üçte bir oranında daha az kalorili ya da yüzde 50 daha az yağlı besinler. Az kalorili ya da az yağlı ürünler yüzde 50 az sodyum (Na) içeriyorsa bu da light olarak nitelendirilir.

Ekstra light
Üründeki yağın yüzde 1'den daha az olmasıdır.

Diyet
Kalorisi azaltılmıştır.

Azaltılmış etiketli
Yüzde 25 oranında daha az kalori, doymuş yağ, kolesterol veya sodyum içeren ürünlerdir.

"Diyet"le "diyabetik"i karıştırmayın

Şeker hastaları için diyabetik etiketiyle satılan ürünlerde şeker yerine yapay tatlandırıcılar kullanılır. Bunların yağ miktarları azaltılmış değildir. Yani bu ürünler light veya düşük kalorili değil, diyabetik ürünlerdir.

Kaymakçı: "Kalori açısından kepekli ile beyaz ekmek aynı"
Diyet bisküviler: Tatlandırıcı içerirler ancak kalorileri yüksektir. 2 dilim ekmeğin kalorisi 140 kaloridir. 1 paket diyet bisküvi yemek 2 dilimden daha fazla ekmek tüketmeye denk düşüyor. Bir paket diyet bisküvi yerine yarım simitle bir parça peynir ya da yağsız bir tost yenebilir.
Grissiniler: 2 grissini 1 dilim ekmeğe eşit. Üstelik grissini yağ içeriyor. Düşük kalorili diye bir paket grissini yiyip sonra neden zayıflamadım diye düşünenler var.
Light mayonez ve margarinler: Özellikle kalp hastalığı olan kişiler bunları dikkatli tüketmeli.
Kepek ekmeği: Kalori olarak kepekli ile beyaz ekmek arasında fark yok. Ancak kepeğin besin değeri daha yüksek.
Kolalı içecekler: İçerdikleri kafein nedeniyle sınırsız tüketilmemeliler. Kafein yağ metabolizmasında olumsuz etki yaratarak aşırı tüketiminde vücutta yağlanmaya neden oluyor.

Tartıda değil, vücutta fark ediliyor

Dr. Ali Kerim Diler karbondioksit tedavisiyle yüzlerce kişiyi "inceltti". Kilo verilmese bile bir-iki beden incelme olduğunu belirten Diler, "İkinci ayda 'ne kadar zayıfladın' denmeye başlar. 3 kilo verilse bile iki beden fark ediyor. Çünkü hasta, bölgesel yağ dokusundan kaybediyor. Olayın sırrı burada" diyor

AYŞEGÜL AYDOĞAN


Yağ yakıcı, yağ dokusunu parçalayıcı yöntemler, özellikle kalori kısıtlamasıyla sıkı diyetler yapamayanların tercihi. Son birkaç yıldır popüler olan karbondioksit tedavisi de bunlardan biri.
Yöntem, hiç kilo vermeden dahi bir iki beden küçülmeyi vaat ettiğinden başta ünlüler olmak üzere yüzlerce kişinin imdadına yetişiyor. Zuhal Olcay, Okan Bayülgen, Halil Ergün, Günseli Kato gibi isimler de "karbondioksit"e rağbet eden ünlülerden birkaçı.
Karbondioksit yöntemini bugüne kadar yaklaşık 2 bin kişiye uygulayan Dr. Ali Kerim Diler, dört yıl önce başladığı yöntemin bugün geldiği noktayı baktığı hasta sayısıyla özetliyor. Günde 10-15 hastada gerçekleştirdiğini söylediği yöntemi, diğer uygulamalarla destekleyerek bugüne dek ortalama 5 bin kişide gerçekleştirdiğini anlatıyor.
Uyguladığı yöntemleri "medikal estetik" olarak tanımlayan Diler, ameliyat dışı yapılabilecek her türlü tedavinin bu alanda yer bulduğunu söylüyor. Diler lokal yağlanma tedavisinde karbondioksitin önemli bir yeri olduğunu belirterek uygulamayı tek başına değil, diğer yöntemlerle birlikte yaptığını ifade ediyor.

Basen, göbek ve bel yağlanması vakaları için ideal
Medikal estetik yöntemlerinin mümkün olduğunca cerrahi işlemleri azaltarak hasta konforunu artırdığını belirten Diler, böylelikle hastayı sosyal yaşamdan fazla uzaklaştırmadan, bir yandan da maliyetleri düşürerek avantaj sağladığını söylüyor. Diler bu yöntemlerin sırrını şöyle açıklıyor:
"Karbondioksit tedavisini desteklediğimiz metotlardan biri mezoterapi. Mezoterapide deri altına yağ erimesini kolaylaştırıcı enzim ve aminoasitler enjekte ediliyor. Elektrolipoliz dediğimiz bir başka yöntemle de yağ dokusunun içine iğneler yerleştiriyoruz. Bunlara iki ucundan alçak frekansta elektrik akımı veriyoruz. LPG ve lenf drenajı ile powerplate dediğimiz bir titreşim sistemini kullanıyoruz. Bir fitness sistemi olarak ortaya çıkan powerplate'in vücudu yoğun vibrasyonla titreştirip hem metabolizmayı hızlandırmak hem kasları sıkılaştırmak gibi hedefleri var. Bütün bu tedavileri hasta tipine, yağlanma şekline, selülit tipi gibi tüm parametreleri göz önünde bulundurarak ayarlıyoruz. Önemli olan kası şekillendirmek, vücutta yağ dokusunun doğru dağılımını sağlamak."
Diler karbondioksit tedavisinin şişmanları zayıflatacak bir yöntem olmadığını vurgulayarak şunları söylüyor: "Yöntemi uyguladığım hasta tipi normal ya da normalden biraz fazla kilolu (3-5 kilo fazlası) olup bu fazlalığı belli bölgede toplanmış kişiler. Örneğin erkeklerde göbek-bel, kadınlarda basen bölgesindeki yağlanmada tercih ediyoruz. Hastaya genellikle yağ ölçümleri yapıyoruz. Erkeklerin vücut ağırlıklarının yüzde 10-20'sini, kadınların vücut ağırlıklarının yüzde 20-30'unu yağ oluşturur."

Bu tedavi protein ağırlıklı diyetle destekleniyor
Uygulanan diyet programının özelliği ise kas dokusunu sağlam tutmak için proteinden zengin bir beslenme tarzını yerleştirmek. Kaloriden hafif, proteinden zengin, karbonhidratın dengeli verildiği diyette yine 2-3 ara öğün olmak üzere toplam 5-6 öğün yemek yemek esas. Diler diyet programını da şöyle özetliyor: "Izgara, et, salata gibi yiyecekleri öğle öğünlerinde yiyip, karbonhidrat tarzı besinleri akşam yemelerini tavsiye ediyoruz. Hasta hiçbir şey yapamıyorsa 2-2,5 saatte bir şey yemeli. İstersen pasta ye ama onu atlama diyoruz. Ara ara, azar azar bir şeyler yemesi, bol su içmesi gerekiyor."
Karbondioksit tedavisi, haftada 1-2 kez uygulanıyor ve tedavi süresi 10 ile 20 hafta arasında değişiyor. Bazen hastaya hiç kilo kaybettirmeden incelme sağlandığını anlatan Diler, sözlerini şöyle sürdürüyor: "İlk bir ayın sonunda hastada değişimler olur. İkinci ayın sonunda çevreden, 'Ne kadar zayıfladın' denmeye başlar. 3 kilo bile verse inceliyor, iki beden fark ediyor. Çünkü yağ dokusundan kaybediyor. Olayın sırrı burada. Tartı değerine değil, bedene bakmak lazım. Yağ dokusundan kaybedince iki beden fark ediyor hasta. Hatta beden ölçüsü hiç kilo vermeden de fark eder."

Karbondioksit tedavisi nedir?
"Karbossi terapi" olarak da bilinen ve karbondioksit gazının yağ dokusuna verilmesi esasına dayanan bu yöntemle, karbondioksit gazı yağ dokusuna giderken mekanik bir etkiyle yağ hücrelerini parçalıyor. Dolaşım yetersizlikleri ve yara iyileşmesi gibi başka tıbbi sorunlarda da kullanım alanı bulan karbondioksit gazı, kılcal damarları genişleterek kan akımını artırıyor; böylelikle o bölgenin oksijenlenmesini sağlıyor. Daha fazla oksijenlenme dolaşımı, yara iyileşmesini ve yağ erimesini hızlandırma özelliği gösteriyor. Dolaşımın hızlandırılmasına yönelik aynı prensip, selülit tedavisinde de başarılı sonuç veriyor.

Yediğiniz, ruhunuzu da etkiler

Yediğiniz yiyeceklerin ruh halinizi etkilediğini biliyor muydunuz? Kahve, şeker, çikolata, alkol, ruh halinizi nasıl etkiler?

Yapılan araştırmalar yediklerimizin psikolojimizi etkilediğini, yiyeceklerin duygular üzerinde belirgin ve güçlü bir etkisinin olduğunu gösteriyor. Aşırı miktarda çikolata yemek depresyonun ortadan kalkmasını sağlarken kahve içmek ruhsal dalgalanmalara yol açıyor. Aşırı yağ tüketimi ise depresyona neden olabiliyor.
Araştırmalar sonucunda tüketilen maddelerin ruh haline etkisi şu şekilde:

KAHVE : Kafeinin etkisi kısa sürse de kişide ruhsal dalgalanmalara neden olur. Ruhsal dalgalanmalar yaşayan kişi, kafeinin etkisinin bir süre sonra geçmesiyle birlikte sakinleşir.
ŞEKER : Araştırmalar, depresif ruh halindeki kişilerin karbonhidrat metabolizmalarındaki sorunlara duyarlı olduklarını söylüyor. Bu kişilerde şeker tüketimi kesildiğinde depresyon ortadan kalkıyor.
ÇİKOLATA : Çikolatanın içinde bulunan ve beyin uyarıcı özelliğe sahip feniletilamin, depresyonun ortadan kalkmasına neden olur.
ALKOL : Alkolde serotonin ve neropinephrine düzeyi düşük oranda olduğu tespit edildi.
YAĞ : Avrupa'da yapılan intihar oranlarıyla ilgili bir araştırmada çok yüksek oranda yağ tüketen ülkelerin intihar oranlarının da çok yüksek olduğu belirlendi. Ancak araştırmalar vücut için gerekli miktardaki yağ asitlerinin depresyonu azalttığını, ruhsal destekte bulunduğunu gösteriyor.
BAKLAGİLLER VE LİFLİ GIDALAR : Düşük oranda tüketilen lifli gıdalar depresyon oranlarını artırıyor. Araştırmacılar aşırı lifli gıdalar tüketen ve düşük yağ diyetleri uygulayan kişilerin ruhsal dalgalanmalar yaşamadığını, daha az sinirlendiğini ve kendini daha az depresif hissettiğini söylüyor. Baklagillerde yer alan B vitamini, depresyonu yatıştırıyor.

Kiloların sorumlusu atıştırmak

"Doğru Beslen Formda Kal" kitabının yazarı Prof. Dr. Metin Özata: "Kiloların bir sorumlusu da atıştırmak. Açlık hissettiğinizde su yudumlayın. Gün ışığına çıkın"

AYŞEGÜL AYDOĞAN


Tüm dünyada hızla artan obezite, gelişmiş ülkelerde her beş kişiden birini etkileyen bir sorun. Yüzde 20'lik bu oran Doğu Avrupa'da yüzde 35'leri buluyor. Şişmanlığın en çok görüldüğü ülke olan ABD'de toplumun üçte ikisi aşırı kilolu veya şişman.
GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Servisi Başkanı Prof. Dr. Metin Özata, "Doğru Beslen Formda Kal" adlı kitabında bu istatistiklere dikkat çekerek çağımızın sorunu şişmanlıkla baş etmede pek çok ipucu veriyor. Stres, sıkıntı vs. gibi nedenlerden pek çok kişinin kurtulamadığı atıştırma alışkanlığına karşı da çözüm önerilerini sunan Prof. Dr. Özata, bazı psikolojik rahatsızlıkların da şişmanlığa yol açtığına dikkat çekiyor. Stres ve depresyonun şişmanlığa, aşırı atıştırmaya neden olduğunu belirten Özata, "Stresli ve uykusuz kişilerde atıştırma ve kilo alma daha fazladır. Bu hastaların bir kısmında tıkanırcasına yeme krizleri ve gece atıştırmaları fazla görülür" diyor.
Zayıflamak isteyenlere öncelikle "Buna beyin olarak hazır olun" çağrısı yapan Prof. Dr. Özata şunları söylüyor: "Zayıflama eyleminin başlangıçtaki hedefi, 6-12 aylık bir zaman içinde vücut ağırlığının yüzde 10-15'i oranında (yaklaşık 5-10 kg.) kilo vermektir. Diyette uygulayacağımız 500-1000 kalorilik bir eksik bize haftada 0,5-1 kilo verdirir. Bu durumda hedef haftada 1, ayda 4 kilo vermek olmalıdır."

Diyet için önce endokrinoloji uzmanına başvurmalısınız
Özata "Vücudun kilo vermeye karşı direnmesi aslında genetik bir olaydır ve bunu hormonlar sayesinde sağlar" diyor. Bu nedenle, bir zayıflama diyetine başlamadan önce bir endokrinoloji uzmanına başvurmayı şart koşuyor. Hormon bozukluğu durumunda bu tetkik ve tedavileri yapmadan diyete başlamanın başarısızlıkla sonuçlanacağını belirterek şu hormonlara işaret ediyor:

Tiroit hormonu: Tiroit bezi T4 ve T3 adlı iki tip hormon salgılar. Tiroit hormonu azlığı metabolizmayı yavaşlatarak daha fazla kilo verilmesini önler.

İnsülin hormonu: Bu hormon kanda çok yüksekse kan şekerinde düşmeler yapar. Kan şekeri düşmeleri ise şekerli gıdalara saldırmamıza neden olarak kilo almaya yol açar, zayıflamakta başarısız olunur.

Ghrelin hormonu: Mideden salgılanan bu hormon, kilo vermeye başladıkça kanda artmaya başlar ve bizi yemek yemeye yöneltir.

Oreksin: Beyinden salgılanan bu hormon da zayıfladıkça yemek yemeyi artırır.

Leptin: Yağ dokusundan salgılanan bu hormondaki değişiklikler de kilo vermeyi önler. Yağ kaybettikçe veya kilo verdikçe kanımızdaki leptin hormonu düşer. Düşük leptin düzeyleri beyni uyararak yemek yemeyi artırır.

"Stres altındaki insanlar herkesten fazla atıştırır"
Kiloların bir sorumlusu da atıştırmak. Dr. Özata'nın bu konuda da önerileri var:

Atıştırmaların önemli bir nedeni, stres altında yaşamak. Stresi azaltmak için spor yapmak, gevşeme tekniklerini öğrenmek veya bir uzmandan yardım almak gerekebilir.
Atıştırırken patates cipsi, bisküvi, çikolata veya beyaz şeker yerine domates, elma, salatalık, kuru erik, 3-4 badem veya ceviz, beyaz peynir ya da yoğurt yemeye çalışın.
Açlık hissettiğinizde önce bir bardak su için. Bu yeme isteğinizi önleyebilir.
1-2 saat dışarı çıkın, güneş ışığı görün.

Prof. Dr. Özata'ya göre "Bize özgü" yanlışlar
Ülkemizde beslenmeyle ilgili en büyük yanlışlık, beyaz ekmek tüketimi. Beyaz ekmeğin sağlığa faydası olmadığı gibi şişmanlık, şeker, kalp ve tansiyon hastalıklarına zemin hazırladığı da biliniyor.
Çok yaygın bir başka yanlışlık reçel yapmak. Sadece meyvenin kendi şekeriyle, şeker ilave edilmeden yapılan reçel daha sağlıklıdır.
Bir diğer önemli yanlış beslenme alışkanlığı ise süt, yoğurt ve peynirin yağlı olanının tercih edilmesi.
Kilo almanın önemli nedenlerinden biri kahvaltı yapmamak, öğleyin az, akşamları çok yemektir. Sağlıklı olan ise kahvaltıyı iyi yapmak, öğlen normal, akşam hafif yemek.

Uykusuzlar daha çok kilo alıyor
Uykusuzluk besin alımını ve atıştırmaları artırır. Uykusuz kişiler daha fazla atıştırma yapar. Bu nedenle iyi uyumaya çalışmalı, uykudan önce, hatta öğleden sonra kahve ve kola gibi kafeinli içeceklerden uzak durulmalı.
Yapılan çalışmalar yeterli kalsiyum alan kişilerin daha kolay kilo verdiğini gösteriyor. Zayıflama diyeti yapılırken mutlaka 1000-1200 miligram kalsiyum alınması gerekir. Kalsiyum tabletleriyle bunu almak mümkün.
Alkol alımını azaltın. Alkolün kilo aldırdığı unutulmamalı, zayıflamak isteyen kişi alkolü azaltmalı hatta kesmelidir.
Devamlı su yudumlamak gün içindeki açlık ataklarının kontrolünde faydalı olabilir.
Sigara, kahve ve kafeinli içecekler kan şekerini düşürerek şekerli gıdalara saldırmaya neden olur. Açlık atakları yaşamamak için bunları tüketmekten kaçınmalı.
Egzersiz yapın. Başlangıçta her gün 4 bin adım yürüyün, sonra bunu 6 ayda 12 bin adıma kadar çıkarın.